• Vergi suçu, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu kapsamında tanımlanmış suçların genel ismidir. Genel olarak, hapis gerektiren fiiller için kullanılan bir tanım olup, vergi ziyaı, vergi kaçakçılığı suçlarını kapsar.

  • 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun tanımladığı vergi suçları, vergi usulsüzlüğü, vergi ziyaı, vergi kaçakçılığı, defter ibraz etmeme ve naylon fatura satma ve kullanma suçlarıdır. Bu suçlar, vergi suçu raporu temelinde ihbar üzerine mahallin savcılığınca soruşturulmakta ve iddianame tanzimi akabinde kovuşturma safhasına geçilmektedir.

  • Vergi suçlarında amaç, yasal düzenlemelere uymayan mükelleflerin cezalandırılmasıyla, ticari hayatın denetim altında tutulması ve devletin vergi kaybının önüne geçilmesidir. Devletin en temel kazancı vergi alacağı olduğundan dolayı, Devlet kendi gelirlerini cezai yaptırımlar ile korunmaktadır.

  • Naylon fatura tabiri, giriş faturası olmayan bir mal veya hizmet için düzenlenen sahte fatura anlamına gelmektedir. Naylon fatura satılması ve kullanılması, Katma Değer Vergisi uygulaması ile başlamış olup, ihracat işlemleri ve Katma Değer Vergisi iadesiyle yaygınlaşmıştır. Yüksek vergi oranları uygulanması, maalesef birçok mükellefi naylon fatura kullanmaya yöneltmiştir. Bu durum, Devletin ciddi oranda vergi kaybına sebebiyet vermektedir. Fiiliyatta, bir kısım şirketler sadece naylon fatura satmak için kurulmakta, kendinde giriş faturası olmamasına rağmen yüksek miktarlarda mal satmış görünmektedir. Oysa gerçek mal satışı yapılmamakta, sadece piyasada naylon fatura kullanarak daha az vergi ödemek isteyen mükelleflere bu şekilde sahte fatura satılmaktadır.

  • 213 sayılı Vergi Usul Kanunu m. 359/a/2 hükmü uyarınca muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge düzenleyenler veya bu belgeleri kullananlar hakkında on sekiz aydan beş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. Naylon fatura satan da kullanan mükellef de bu kapsamda hapis istemiyle yargılanmaktadır. Bu suç, vergi suçu raporu neticesinde mahallin savcılığına yapılan ihbar neticesinde soruşturulmakta ve iddianame tanzimi akabinde kamu davası açılmaktadır.

  • 213 sayılı Vergi Usul Kanunu m. 359/a/1 hükmü uyarınca vergi kanunlarına göre tutulan veya düzenlenen ve saklanma ve ibraz mecburiyeti bulunan; defter ve kayıtlarda hesap ve muhasebe hileleri yapanlar hakkında on sekiz aydan beş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. Bu durumun vergi suçu raporu ile tespiti halinde ihbar akabinde savcılık soruşturması başlamaktadır.

  • Defterlerde vergi matrahını azaltma amacıyla sahtecilik fiilleri, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu m. 359/a/1 hükmüyle düzenlenmiştir. Vergi kanunlarına göre tutulan veya düzenlenen ve saklanma ve ibraz mecburiyeti bulunan; defter ve kayıtlarda gerçek olmayan veya kayda konu işlemlerle ilgisi bulunmayan kişiler adına hesap açanlar veya defterlere kaydı gereken hesap ve işlemleri vergi matrahının azalması sonucunu doğuracak şekilde tamamen veya kısmen başka defter, belge veya diğer kayıt ortamlarına kaydedenler hakkında on sekiz aydan beş yıla kadar kadar hapis cezasına hükmolunacaktır. Bu suç, vergi suçu raporu tanzimi neticesinde savcılığa ihbar edilmekte ve soruşturma başlamaktadır.

  • Defter, kayıt ve belgeleri tahrif etme veya gizleme suçu, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu m. 359/a/2 hükmüyle düzenlenmiş olup, buna göre defter, kayıt ve belgeleri tahrif edenler veya gizleyenler hakkında on sekiz aydan beş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. Gizleme fiili, yasada şu şekilde tanımlanmıştır: varlığı noter tasdik kayıtları veya sair suretlerle sabit olduğu halde, vergi incelemesi sırasında vergi incelemesine yetkili kimselere defter ve belgelerin ibraz edilmemesi fiili, bu fıkra hükmünün uygulanmasında gizleme olarak kabul edilmektedir.

  • Vergi incelemesi için ibrazı zorunlu defter, kayıt ve belgelerde tahribat suçu, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu m. 359/b hükmüyle düzenlenmiş olup, vergi kanunları ve yasal mevzuat gereğince tutulan veya düzenlenen, saklama ve ibraz mecburiyeti bulunan defter, kayıt ve belgeleri yok edenler veya defter sahifelerini yok ederek yerine başka yapraklar koyanlar veya hiç yaprak koymayanlar veya belgelerin asıl veya suretlerini tamamen veya kısmen sahte olarak düzenleyenler veya bu belgeleri kullananlar, üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılacaktır. Yasa hükmünde, sahte belge, gerçek bir muamele veya durum olmamasına rağmen bunlar varmış gibi düzenlenen belge olarak tanımlanmıştır.

  • Yasal mevzuat gereğince, fatura, makbuz, sevk irsaliyesi, gider pusulası gibi belgeleri ancak Maliye Bakanlığı ile anlaşmalı matbaalar basabilmektedir. 213 sayılı Vergi Usul Kanunu m. 359/c hükmü uyarınca, ancak Maliye Bakanlığı ile anlaşması bulunan kişilerin basabileceği belgeleri, Bakanlık ile anlaşması olmadığı halde basanlar veya bilerek kullananlar iki yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılacaktır.

  • Vergi İnceleme Raporu, vergi incelemesi sonucu düzenlenmiş genel mahiyette olan rapordur.

  • Vergi Tekniği Raporu, vergi suçu şüphesi üzerine vergi müfettişlerince düzenlenen naylon fatura düzenlenme ve kullanılması suçlarının ve Vergi Usul Kanunu m. 359 hükmünde tanımlanan diğer suçları tespit için düzenlenen rapordur.

  • Vergi suçu raporu, vergi suçunun tespit edildiği, vergi suçları konusunda uzman memur mütalaasını haiz rapordur. Bu raporda, vergi suçlarının işlenme yeri, zamanı, işleniş şekli ile suçun failleri hakkında bilgiler, suç teşkil eden fiiller tanımlanır ve akabinde mahallin savcılığına ihbarda bulunulur.

  • Vergi Usul Kanunu m. 359/a/2 hükmü uyarınca ticari defterlerin ve faturaların ibraz edilmemesi gizleme suçu olarak tanımlanmıştır. Şayet bir mükellefin tutmakla yükümlü olduğu defterler, makbuzlar, faturalar, gider pusulalarının çalınması, deprem, sel veya yangın gibi sebeple telef olması durumlarında zayi belgesi alınması gerekmektedir. Mükellefin kayıtlı olduğu mahallin Asliye Ticaret Mahkemesi’ne başvuru neticesinde, Mahkemece verilecek karar zayi belgesi olarak adlandırılmaktadır.

  • Zayi belgesi için mükellefin zayi tutanağı (duruma göre çalınma halinde karakol tutanağı, sel veya yanma sonucu itfaiye, belediye zabıta müdürlüğü tutanağı) temelinde, mahallin Asliye Ticaret Mahkemesi’ne dava açmak suretiyle zayi belgesi talebinde bulunması gerekmektedir.

  • Zayi belgesi talebi için Asliye Ticaret Mahkemesi’ne zayi olma olayının öğrenilmesi tarihinden itibaren 15 gün içinde başvurulması zaruridir. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi, zayi belgesi için yapılan başvurularda, mahkemece öğrenme tarihinin tespit edilerek hak düşürücü sürenin geçip geçmediğinin belirlenmesi gerektiğine hükmetmiştir. (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin .2014/5660 E. 2014/11825 K. sayılı 23.6.2014 tarihli ilamı). Zayi talebi alınamadığı durumlarda, vergi mahkemesince zayi olunan evrak istenir ve sunulamazsa, m. 359/a/2 hükmü uyarınca ticari defterlerin ve faturaların ibraz edilmemesi gizleme suçu işlenmiş olacağından, hak düşürücü süre olan 15 günün geçirilmemesine dikkat etmek gerekmektedir.

  • Vergi Usul Kanunu m. 341 hükmünde düzenlenen vergi ziyaı, mükellefin veya sorumlunun vergilendirme ile ilgili mükellefiyetlerini zamanında ifa edememesi yahut eksik ifa etmesi yüzünden verginin zamanında tahakkuk ettirilmemesini veya eksik tahakkuk ettirilmesi fiilidir. Bu durumun tespitinde, vergi ziyaına sebebiyet verilmesi nedeniyle vergi cezası kesilmektedir. Bu oran genelde ziyaa uğratılan verginin bir katı olup, şayet VUK m. 359 hükmünde tanımlanan suçlarla ilgili sebebiyet verilmişse, üç katı oranında vergi cezası kesilmektedir.

  • 213 sayılı Vergi Usul Kanunu m. 256 hükmü uyarınca, vergi mükellefleri muhafaza etmek zorunda oldukları her türlü defter, belge ve karneler ile vermek zorunda bulundukları bilgilere ilişkin mikro fiş, mikro film, manyetik teyb, disket ve benzeri ortamlardaki kayıtlarını ve bu kayıtlara erişim veya kayıtları okunabilir hale getirmek için gerekli tüm bilgi ve şifreleri muhafaza süresi içerisinde yetkili makamlar, memurlar ya da yeminli mali müşavirlerce talep edildiğinde ibraz etmekle yükümlüdür. Bu kapsamdaki defterler ve sair belgelerin ibraz edilmemesi halinde Vergi Usul Kanunu m. 355 uyarınca usulsüzlük cezası kesilebilmektedir ancak daha önemlisi, bu ibraz etmeme fiilinin cezai tedbire konu olabilmesidir. Vergi Müdürlüğüne ve yetkili resmi makamlara defter ve belge ibraz etmeme suçu nedir ve cezası nedir sorusuna verilecek yanıt, aynı yasanın farklı bir maddesinde belirtilmiştir. Vergi Usul Kanunu m. 359 hükmü, defter ve belgeleri gizlemeyi suç olarak düzenlemiş olup, 18 aydan 3 yıla kadar hürriyeti bağlayıcı cezayı gerektirmektedir. Yapılacak inceleme sırasında defter ve belge ibraz edilmemesi de gizleme sayılacaktır. Bu husus yasa hükmünde açıkça belirtilmiştir. Bu durumun yetkili makamlarca savcılığa ihbarı üzerine, defter ve belge gizlenmesi gerekçesiyle soruşturma süreci başlamaktadır.

  • Genellikle halk arasında naylon fatura ticareti denilen olgu, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nca suç olarak tanımlanmıştır. Naylon fatura ticareti suçu nedir ve cezası nedir sorusuna verilecek yanıt da kanun hükmünde yer almaktadır. Şöyle ki; Vergi Usul Kanunu m. 359/a/2 hükmü uyarınca muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge düzenleyenler hakkında on sekiz aydan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunacağı belirtilmişir. Naylon fatura ticareti yapanlar, bazen kendi adlarına firma kurarak, çoğu zaman da ekonomik durumu kötü olan yoksul insanların üzerine firma kurarak piyasaya naylon fatura denilen, hukuki tabiriyle muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge satmakta, bunun ticaretini yapmaktadır. Bu firmalar genellikle mal girişi olmadan mal çıkışı yapmakta, piyasaya naylon fatura satarak haksız kazanç elde etmektedir. Ancak belirtmek gerekir ki naylon faturayı satan kadar alan kişi de suçludur. Vergi Usul Kanunu m. 359/a/2 uyarınca naylon fatura kullananlar hakkında da tıpkı satanlar gibi on sekiz aydan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. Bu durumun tespiti halinde, yetkili makamlarca savcılığa ihbarda bulunulması akabinde soruşturma süreci başlamaktadır.

  • Günümüzde, bireyler arasında en yaygın iletişim uygulamalarının başında whatsapp aplikasyonu gelmektedir. Whatsapp uygulaması, iletişimi kolaylaştırdığı gibi, çoğu durumda suç işlenmesini de kolaylaştırmaktadır. Günümüzde birçok şantaj suçu whatsapp üzerinden işlenmektedir. Whatsapp üzerinden bir mesaj gönderildiğinde, bu mesajın karşı taraftan da silinebilme özelliği mevcut olduğundan, birtakım failler önce mesaj gönderip akabinde mesajı silebilmektedirler. Böylelikle delil karartılmış olmaktadır. Şantaj suçunun mağduru, whatsapp uygulamasından kendine gelen mesajı görünce derhal ekran görüntüsü almalıdır. Hatta sadece gelen mesajın ekran görüntüsünü değil, gönderen failin telefon ve bilgilerinin yer aldığı profilin de ekran görüntülerini alıp saklamalıdır. Bununla birlikte, whatsapp üzerinden şantaj kişisel verilerin izinsiz ele geçirilmesi suretiyle de yapılmaktadır. Birçok durumda, mağdura bir dönem yakın olmuş kişiler, eski sevgilisi, bir dönem yakın olduğu arkadaşı bu tür şantaj yapabilmektedir. Whatsapp üzerinden şantaj suçunun işlenmesinde, çoğu zaman da kişinin kendi rızasıyla paylaştığı bir görsel dosya veya video sonradan şantaja konu olabilmektedir. Üst üste atılan mesajlarla suç zincirleme şekilde işlenebilmektedir. Bu durumlarda, şantaj suçunun mağdurunun hukuki destek alarak suç duyurusunda bulunması ve cezai süreci başlatmasında hukuki fayda mevcuttur.

BİZE ULAŞIN

Bizimle görüşmek istediğiniz hukuki konular hakkında iletişime geçebilirsiniz.

AVUKAT TOLGA ERSOY

Hobyar Mh. Ankara Cd. No:31
Hoşağası İşhanı Kat:2 No:307
Sirkeci-Fatih/İSTANBUL
HUKUK BÜROSU

İstanbul'da olan Avukat Tolga Ersoy Hukuk Bürosu tüzel kişiliklere ve şahıslara hukuki hizmet vermektedir. Ağırlıklı olarak Ceza Hukuku alanında Ağır Ceza Avukatı olarak çalışmakta birlikte, Aile Hukuku ve Tazminat Hukuku başta olmak üzere hukukun birçok alanlarında Avukatlık hizmeti sunmaktadır.

SOSYAL MEDYA

Avukat Tolga Ersoy'u Takip Edebilirsiniz.