• Bankacılık sırlarının açıklanması fiili, iki ayrı Kanun kapsamında suç sayılmıştır.

    5237 sayılı Türk Ceza Kanunu m. 239 hükmü, “Ticarî sır, bankacılık sırrı veya müşteri sırrı niteliğindeki bilgi veya belgelerin açıklanması” başlığını taşımakta olup, maddenin birinci bendinde sıfat veya görevi, meslek veya sanatı gereği vakıf olduğu ticari sır, bankacılık sırrı veya müşteri sırrı niteliğindeki bilgi veya belgeleri yetkisiz kişilere veren veya ifşa eden kişinin, şikayet üzerine, bir yıldan üç yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılacağına hükmedildiği görülmektedir.
    5411 sayılı Bankacılık Kanunun m. 73 hükmü ise “Sırların Saklanması” başlığını taşımakta olup, daha kapsamlı bir madde olduğu görülmektedir. Madde hükmüne göre,

    Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu başkan ve üyeleri ile Kurum personelinin, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu Kurulu başkan ve üyeleri ile Fon personelinin görevleri sırasında öğrendikleri bankalara ve bunların bağlı ortaklık, iştirak, birlikte kontrol edilen ortaklıkları ve müşterilerine ait sırları bu Kanuna ve özel kanunlarına göre yetkili olanlardan başkasına açıklayamayacağı ve kendilerinin veya başkalarının yararlarına kullanamayacağı, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun dışarıdan destek hizmeti aldığı kişi ve kuruluşlar ile bunların çalışanları da bu hükme tabi olduğu ve bu yükümlülüğün görevden ayrıldıktan sonra da devam ettiği düzenlenmiştir. Ancak Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun, yurt dışındaki muadili denetim mercileri ile düzenleyeceği mutabakat zabıtları çerçevesinde vereceği bilgi ve belgeler, sır kapsamı dışında tutulmuştur. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu’nun ise, düzenleyeceği mutabakat zabıtları veya zabıtlar dışında elde edeceği sırların korunmasını sağlamakla görevli olduğu belirtilmiştir. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun elde edeceği sır niteliğindeki bilgi ve belgelerin, kuruluş ve faaliyet izni verilmesinde, faaliyetlerin denetiminde, düzenlemelere uyulup uyulmadığının izlenmesinde ve Kurul kararlarına karşı açılacak idari davaların görülmesinde kullanılabileceğine hükmedilmiştir.

    13/.02/2011 tarihli 6111 sayılı Kanun’un 146. maddesi ile yasa hükmünün 4. cümlesi, 3. fıkrası ve 4. fıkrası değiştirilmiştir. 2011 düzenlemeleri ile hükmün kapsamı genişletilmiştir. Bu bağlamda, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun elde edeceği sır niteliğindeki bilgi ve belgelerin, ceza soruşturması ve kovuşturması kapsamında savcılıklar ile ceza mahkemeleri, görevden ayrılmış olsalar dahi, görevleriyle bağlantılı olarak işledikleri iddia edilen suçlardan dolayı başlatılan soruşturma ve kovuşturmalar ile bağlantılı olarak talepte bulunacak Kurul Başkanı ve üyeleri ile Kurum personeli dışında hiçbir kişiye, kurum ve kuruluşa verilemeyeceğine ve. Mahkeme kararına bağlanmış sır kapsamına giren bilgilerin verilmesinden Kurum sorumlu tutulamayacağına hükmedilmiştir.

    6111 sayılı Kanun’un 146. maddesi ile değiştirilen 3. fıkrada ise, sıfat ve görevleri dolayısıyla bankalara veya müşterilerine ait sırları öğrenenlerin, söz konusu sırları bu konuda kanunen açıkça yetkili kılınan mercilerden başkasına açıklayamayacağı, bu yükümlülüğün görevden ayrıldıktan sonra da devam ettiğine hükmedilmiştir. İş ilişkilerinden kaynaklı ihtilalarla ilgili olarak Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Maliye Bakanlığı ve Hazine Müsteşarlığı ile bunlara bağlı ve ilgili kurum ve kuruluşlara verilmesi ile sigortacılık düzenlemelerinden kaynaklı genel sağlık sigortalılığında gelir testinin yapılmasına ilişkin bilgi ve belgelerin Sosyal Güvenlik Kurumuna verilmesi hususları kapsam dışı bırakılmıştır.
  • Ticari sırların açıklanması fiiline ne şekilde ceza verileceği, Türk Ceza Kanunu m. 239 hükmü ile düzenlenmiştir. Yasa maddesi “Ticarî sır, bankacılık sırrı veya müşteri sırrı niteliğindeki bilgi veya belgelerin açıklanması” başlığını taşımaktadır. Madde hükmü uyarınca, sıfat veya görevi, meslek veya sanatı gereği vakıf olduğu ticari sır, bankacılık sırrı veya müşteri sırrı niteliğindeki bilgi veya belgeleri yetkisiz kişilere veren veya ifşa eden kişinin, şikayet üzerine, bir yıldan üç yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılacağına, aynı şekilde ticari sır, bankacılık sırrı veya müşteri sırrı niteliğindeki bilgi veya belgelerin, hukuka aykırı yolla elde eden kişiler tarafından yetkisiz kişilere verilmesi veya ifşa edilmesi halinde de, bu kişilerin bir yıldan üç yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılacağına hükmedilmiştir.

    Bu bağlamda ticari sır ne şekilde tanımlanacaktır? Neler ticari sırdır, neler ticari sır değildir?

    Kanun’un gerekçesinde, bir bilgi ve belgenin ticari sır teşkil edip etmeyeceği hususunun, konuya ilişkin ölçütler göz önünde bulundurularak hâkim tarafından belirleneceği ifade edilmiştir.

    Bu kapsamda, Yargıtay yaklaşımının da dikkate alınması zaruridir. Yargıtay 5. Ceza Dairesi’nin 2014/7809 E. 2017/118 K. sayılı 12.10.2015 tarihli kararında, kopyalanan kayıtlarda yer alan bilgilerin ticari sır veya müşteri sırrı niteliğinde olup olmadığı hususlarında konusunda uzman bilirkişilerden rapor alınması ve akabinde hasıl olacak sonuca göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerektiği ifade edilmiştir.

    Hükme konu maddi vakıada; suç tarihinde, katılan şirket bünyesinde mühendis olarak çalışmakta olan sanığın, şirketin ana bilgisayara güvenlik sistemini devre dışı bırakıp uzaktan girerek kendi bilgisayarına veri transferi yaptığı ve 2490 adet dosyayı şifreleyerek ZIP formatında harici belleğe kopyalayıp yeni işe başladığı firmanın ana bilgisayarına aktarılmıştır. Ancak sanık ve müdafii, kopyalandığı iddia edilen verilerin ticari sır veya müşteri sırrı niteliğinde olmadığını beyan ederek atılı suçlamayı kabul etmedikleri yönünde savunma yapmışlardır. Katılan ise bu verilerin ticari sır olduğunu beyan etmiştir.

    Ticarî sır, bankacılık sırrı veya müşteri sırrı niteliğindeki bilgi veya belgelerin açıklanması suçuyla birlikte, sistemi engelleme, bozma, verileri yok etme veya değiştirme suçu da işlendiği anlaşılmaktadır.

    Yerel Mahkemece, Ticarî sır, bankacılık sırrı veya müşteri sırrı niteliğindeki bilgi veya belgelerin açıklanması ile sistemi engelleme, bozma, verileri yok etme veya değiştirme suçlarından açılan kamu davasında eylemin bir bütün olarak TCK’nın 239. maddesindeki ticarî sır, bankacılık sırrı veya müşteri sırrı niteliğindeki bilgi veya belgelerin açıklanması suçunu oluşturduğu kabul edilerek hüküm kurulmuştur.

    Yargıtay 5. Hukuk Dairesi, dosya arasında mevcut kayıtların teknik bilgi ve tecrübeyi gerektiren konulara ilişkin olduğu nazara alınarak; kopyalanan kayıtlarda yer alan bilgilerin ticari sır veya müşteri sırrı niteliğinde olup olmadığı hususlarında konusunda uzman bilirkişilerden rapor alınması ve hasıl olacak sonuca göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdir edilmesi gerektiğine hükmederek Yerel Mahkeme kararını bozmuştur.

    Dolayısıyla, işbu emsal içtihatta da belirtildiği üzere, ticari sırrın kapsamı ve değerlendirilmesi teknik bilgi ve tecrübeyi gerektiren konulara ilişkin olup, bu sırrın açıklanması nedeniyle yapılacak yargılamada, açıklanan hususun ticari sır olup olmadığı konusunda Bilirkişi İncelemesi yapılması zorunluluğu hasıl olmaktadır.

  • Ticari sır, gerek şahıs şirketleri, gerekse limited ve anonim şirketlerin faaliyet alanları ile ilgili olarak, bu firmaların çalışanları ve akdi ilişkide oldukları gerçek ve tüzel kişilerce bilinen, rakiplerinin bu bilgilere ulaşması halinde zarara uğrama riski bulunan, işletmenin ticari başarısı ve verimliliği için önem arz eden, gerek kamuya gerekse ilgisi olmayan şahıslara açıklanmaması gereken, firmanın iç işleyişi, organizasyon yapısı, mali ve iktisadi durumu, kredi ve nakit bilgileri, faaliyet hedef ve stratejisi, hammadde kaynak bilgileri, imalata dair teknik bilgiler ve özellikler, fiyatlandırma uygulaması bilgisi, pazarlama stratejisi ve taktikleri, firmanın pazar payı, toptancı ve perakendeci bilgileri, müşteri potansiyeli ve ağ bilgisi, her türlü sözleşme ve protokol bilgileri ve bu türden tüm bilgi ve belgeyi ifade etmektedir.

  • Müşteri sırrı, gerek şahıs şirketi, gerekse limited ve anonim şirketlerin, banka ve sigorta şirketlerinin, aracı kurumların, iktisadi teşekküllerin, her türlü serbest meslek erbabının kendi faaliyet alanına ilişkin, müşterilerinin şahsi ve özel bilgilerini, ekonomik ve ticari bilgilerini, mali durum bilgilerini, nakit ve kredi durumuna dair bilgilerini, bu türden tüm bilgi ve belgeyi ifade etmektedir.

  • Ticari sırların açıklanması fiili, Türk Ceza Kanunu m. 239 hükmü ile suç olarak tanımlanmıştır. Bu suçun faili, bir yıldan üç yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılacaktır.

  • Bankacılık sırlarının açıklanması fiili, hem 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu m. 239 hükmü ile, hem de 5411 sayılı Bankacılık Kanunu m. 159 hükmünde suç sayılmıştır. Bu durum kanun hükümlerinin içtimaı durumudur. Yargıtay 5. Ceza Dairesi’nin 2013/14327 E. 2015/16810 K. sayılı 30.11.2015 tarihli ilamı, özel normun önceliği ilkesi uyarınca Bankacılık Kanunu m. 159 hükmü esas alınarak karar verilmesi gerektiğine hükmetmiştir. 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun “Sırların Açıklanması” başlığını haiz m. 159 hükmü uyarınca, bankacılık sırlarını açıklayan failler bir yıldan üç yıla kadar hapis ve bin günden ikibin güne kadar adlî para cezasıyla cezalandırılacak, banka ve müşterilere ait sırları açıklayan üçüncü kişiler hakkında da aynı cezaların uygulanacak, bu kimselerin sırları kendileri ya da başkaları için yarar sağlamak amacıyla açıklamış olursa verilecek cezaların altıda bir oranında artırılacak, ayrıca fiilin önemine göre sorumluların bu Kanun kapsamına giren kuruluşlarda görev yapmaları da iki yıldan aşağı olmamak üzere geçici veya sürekli olarak yasaklanacaktır.

  • Müşteri sırların açıklanması fiili, Türk Ceza Kanunu m. 239 hükmü ile suç olarak tanımlanmış olup, müşteri sırlarını açıklayan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılacaktır.

  • Bilimsel keşif ve buluşları veya sınai uygulamaya ilişkin sırlar da Türk Ceza Kanunu m. 239 hükmü kapsamına korunmaktadır. Bilimsel buluşların veya sınai uygulamaya dair bilgileri ve sırları, yetkisiz kişilere veren veya ifşa eden kişiler, bu bilgileri hukuka aykırı ele geçiren kişiler de bir yıldan üç yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılacaktır.

  • Türk Ceza Kanunu m. 239/3 hükmü uyarınca, ticari sır, bankacılık sırrı veya müşteri sırrı niteliğindeki bilgi veya belgeler ile fenni keşif ve buluşlar veya sınai uygulamaya ilişkin bilgilerin Türkiye'de oturmayan bir yabancıya veya onun memurlarına açıklanması halinde, suçun failine verilecek olan bir yıldan üç yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası, üçte biri oranda arttırılacaktır. Ayrıca ticari sırların, bankacılık sırlarının, müşteri sırlarının, bilimsel ve sınai sırların ülke içinde Türk vatandaşlarına açıklanması suçu şikayet üzerine soruşturulan bir suç iken, bu sırların yabancılara verilmesi re’sen soruşturulacak bir suçtur.

  • Ticari sırların, bankacılık sırlarının, müşteri sırlarının, bilimsel ve sınai sırların, cebir ve tehdit ile öğrenilerek işlenmesi, TCK m. 239/4 hükmünde düzenlenmiştir. Cebir veya tehdit kullanarak, bir kimseyi Ticari sırların, bankacılık sırlarının, müşteri sırlarının, bilimsel ve sınai sırları, bu sırlarla ilgili bilgi veya belgeleri açıklamaya mecbur kılan kişinin, üç yıldan yedi yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılacağına hükmedilmiştir.

  • Ticari sırların, bankacılık sırlarının, müşteri sırlarının, bilimsel ve sınai sırların açıklanması durumunda, bu suçun mağduru olan tarafın, konuyu kapsamlı anlatan bir dilekçe ile, yasal dayanaklar ve olgusal sebeplerin belirtilerek suçun işlendiği mahallin Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunması gerekmektedir. Konunun teknik ve hukuki boyutunun komplike olması nedeniyle, suç duyurusunun konuda uzman avukatla yapılması, soruşturma ve kovuşturma aşamalarının avukatla takibinde mağdurların hukuki yararı bulunmaktadır.

BİZE ULAŞIN

Bizimle görüşmek istediğiniz hukuki konular hakkında iletişime geçebilirsiniz.

AVUKAT TOLGA ERSOY

Hobyar Mh. Ankara Cd. No:31
Hoşağası İşhanı Kat:2 No:307
Sirkeci-Fatih/İSTANBUL
HUKUK BÜROSU

İstanbul'da olan Avukat Tolga Ersoy Hukuk Bürosu tüzel kişiliklere ve şahıslara hukuki hizmet vermektedir. Ağırlıklı olarak Ceza Hukuku alanında Ağır Ceza Avukatı olarak çalışmakta birlikte, Aile Hukuku ve Tazminat Hukuku başta olmak üzere hukukun birçok alanlarında Avukatlık hizmeti sunmaktadır.

SOSYAL MEDYA

Avukat Tolga Ersoy'u Takip Edebilirsiniz.