• Ceza Hukuku, gerek Türk Ceza Kanunu’nda ve gerekse özel yasalarda suç olarak tanımlanan fiillerin müeyyidesi olarak hapis yaptırımları verilmesi nedeniyle kişi hürriyetini etkileyecek neticeler doğurabileceğinden bir avukat ile temsil edilmenin çok önemli olduğu bir alandır. Birçok insan, genellikle soruşturma ve kovuşturma aşamasında konunun önemini idrak edememekte, haklarında mahkumiyet kararı verildiğinde avukat arayışına girmektedir. Ancak ceza dosyasında azami düzeyde lehe olacak hükümlerin işletilebilmesi için avukatın kolluk ifadesinden başlayan en erken safhafa dosyaya müdahil olunması önemlidir. Çünkü yanlış bir karakol ifadesinde yanlış yer alan birkaç ibare dahi, kişiyi sonraki soruşturma ve kovuşturma evrelerinde ciddi sıkıntılara sokabilecektir. Savunma hakkı kutsaldır ve her bireyin kendini en iyi şekilde savunabilmesi için konuya dair uzman avukattan savcılık dosyası takibi ve kamu davasının takibi alanında hizmet almasında hukuki fayda vardır.

    Ceza Hukuku dosyalarında suçun niteliğine göre Asliye Ceza Mahkemesi ve Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılama yapılmaktadır.

    Özel Ceza yasalarından kaynaklı bir kısım suçların ise farklı mahkemeleri mevcuttur. Örneğin, İcra ve İflas Suçları için İcra Ceza Mahkemeleri’nde ve Fikri Mülkiyet Suçları için Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemeleri’nde ceza yargılaması yapılmaktadır.

    Suçtan zarar gören şahıslar, soruşturma aşamasında müşteki olarak ve ceza safhasında katılma talebinin kabulü halinde katılan olarak ceza dosyasında taraf olurlar. Hakkında suç işlendiği şüphesi olan kişi ise soruşturma safhasında şüpheli olarak soruşturulur, hakkında iddianame düzenlenmesi akabinde ceza dosyasında sanık olarak yargılanır. Hem suçtan zarar gören taraf, hem de yargılanan sanık kendilerini avukat ile temsil ettirebilmektedir.

    Türk Ceza Kanunu ve yasal mevzuat temelinde tanımlanan bir suçun vuku bulması temelinde, suç mahallinin bağlı olduğu adliyenin Başsavcılığınca soruşturma dosyası açılmaktadır. Bu süreçte, dosya konusu suç ile ilgili olarak deliller toplanmakta ve tanık ifadeleri alınmaktadır. Bu sürecin tamamlanması akabinde ise, Savcılık yeterli delile ulaşıldığını düşünür ve suçu sabit görürse İddianame düzenleyerek ilgili mahkemesine göndermektedir. Bu mahkeme, suçun niteliğine göre Asliye Ceza Mahkemesi ve Ağır Ceza Mahkemesi olmaktadır. Açılmış olan bir savcılık dosyasının müşteki (suçtan zarar gören) ve şüpheli taraf olmak üzere iki tarafı bulunmaktadır. Dosya takibinde her iki tarafın da delil toplanmasına katkıda bulunma hakkı mevcuttur. Müşteki tarafın dosyasını avukatla takip etmesi, maddi vakıaya ilişkin delillerin ibrazı, hukuki değerlendirmenin içtihatların dikkate alınarak yapılması, dosya safhalarının takibi, katılma talebinde bulunulması ve gerekli itirazların yapılması safhalarında önem arz etmektedir. Şüpheli yönünden ise karakol ifadesinin verilmesine eşlik edilmesi, tutukluluğa itiraz edilmesi, soruşturma ve kovuşturma işlemlerinin takip edilmesi, savunmaların sunulması, koşullarının oluşması halinde beraat talep edilmesi, beraatin mümkün olmadığı durumlarda ise lehe olan tüm hükümlerin uygulanmasını talep etmeleri, karara karşı kanun yollarına başvurmaları, tüm bu işlemler kişi hürriyetini etkileyeceği için önem arz etmektedir.

    Hukuk büromuzca, Ceza Hukuku’nun her alanında hem suçtan zarar gören taraf vekili hem de sanık vekili olarak, ceza dosyalarının tüm safhalarında avukatlık hizmeti verilmektedir.
  • 213 sayılı Vergi Usul Kanunu m. 256 hükmü uyarınca, vergi mükellefleri muhafaza etmek zorunda oldukları her türlü defter, belge ve karneler ile vermek zorunda bulundukları bilgilere ilişkin mikro fiş, mikro film, manyetik teyb, disket ve benzeri ortamlardaki kayıtlarını ve bu kayıtlara erişim veya kayıtları okunabilir hale getirmek için gerekli tüm bilgi ve şifreleri muhafaza süresi içerisinde yetkili makamlar, memurlar ya da yeminli mali müşavirlerce talep edildiğinde ibraz etmekle yükümlüdür. Bu kapsamdaki defterler ve sair belgelerin ibraz edilmemesi halinde Vergi Usul Kanunu m. 355 uyarınca usulsüzlük cezası kesilebilmektedir ancak daha önemlisi, bu ibraz etmeme fiilinin cezai tedbire konu olabilmesidir. Vergi Müdürlüğüne ve yetkili resmi makamlara defter ve belge ibraz etmeme suçu nedir ve cezası nedir sorusuna verilecek yanıt, aynı yasanın farklı bir maddesinde belirtilmiştir. Vergi Usul Kanunu m. 359 hükmü, defter ve belgeleri gizlemeyi suç olarak düzenlemiş olup, 18 aydan 3 yıla kadar hürriyeti bağlayıcı cezayı gerektirmektedir. Yapılacak inceleme sırasında defter ve belge ibraz edilmemesi de gizleme sayılacaktır. Bu husus yasa hükmünde açıkça belirtilmiştir. Bu durumun yetkili makamlarca savcılığa ihbarı üzerine, defter ve belge gizlenmesi gerekçesiyle soruşturma süreci başlamaktadır.

  • Genellikle halk arasında naylon fatura ticareti denilen olgu, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nca suç olarak tanımlanmıştır. Naylon fatura ticareti suçu nedir ve cezası nedir sorusuna verilecek yanıt da kanun hükmünde yer almaktadır. Şöyle ki; Vergi Usul Kanunu m. 359/a/2 hükmü uyarınca muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge düzenleyenler hakkında on sekiz aydan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunacağı belirtilmişir. Naylon fatura ticareti yapanlar, bazen kendi adlarına firma kurarak, çoğu zaman da ekonomik durumu kötü olan yoksul insanların üzerine firma kurarak piyasaya naylon fatura denilen, hukuki tabiriyle muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge satmakta, bunun ticaretini yapmaktadır. Bu firmalar genellikle mal girişi olmadan mal çıkışı yapmakta, piyasaya naylon fatura satarak haksız kazanç elde etmektedir. Ancak belirtmek gerekir ki naylon faturayı satan kadar alan kişi de suçludur. Vergi Usul Kanunu m. 359/a/2 uyarınca naylon fatura kullananlar hakkında da tıpkı satanlar gibi on sekiz aydan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. Bu durumun tespiti halinde, yetkili makamlarca savcılığa ihbarda bulunulması akabinde soruşturma süreci başlamaktadır.

  • Günümüzde, bireyler arasında en yaygın iletişim uygulamalarının başında whatsapp aplikasyonu gelmektedir. Whatsapp uygulaması, iletişimi kolaylaştırdığı gibi, çoğu durumda suç işlenmesini de kolaylaştırmaktadır. Günümüzde birçok şantaj suçu whatsapp üzerinden işlenmektedir. Whatsapp üzerinden bir mesaj gönderildiğinde, bu mesajın karşı taraftan da silinebilme özelliği mevcut olduğundan, birtakım failler önce mesaj gönderip akabinde mesajı silebilmektedirler. Böylelikle delil karartılmış olmaktadır. Şantaj suçunun mağduru, whatsapp uygulamasından kendine gelen mesajı görünce derhal ekran görüntüsü almalıdır. Hatta sadece gelen mesajın ekran görüntüsünü değil, gönderen failin telefon ve bilgilerinin yer aldığı profilin de ekran görüntülerini alıp saklamalıdır. Bununla birlikte, whatsapp üzerinden şantaj kişisel verilerin izinsiz ele geçirilmesi suretiyle de yapılmaktadır. Birçok durumda, mağdura bir dönem yakın olmuş kişiler, eski sevgilisi, bir dönem yakın olduğu arkadaşı bu tür şantaj yapabilmektedir. Whatsapp üzerinden şantaj suçunun işlenmesinde, çoğu zaman da kişinin kendi rızasıyla paylaştığı bir görsel dosya veya video sonradan şantaja konu olabilmektedir. Üst üste atılan mesajlarla suç zincirleme şekilde işlenebilmektedir. Bu durumlarda, şantaj suçunun mağdurunun hukuki destek alarak suç duyurusunda bulunması ve cezai süreci başlatmasında hukuki fayda mevcuttur.

BİZE ULAŞIN

Bizimle görüşmek istediğiniz hukuki konular hakkında iletişime geçebilirsiniz.

AVUKAT TOLGA ERSOY

Hobyar Mh. Ankara Cd. No:31
Hoşağası İşhanı Kat:2 No:307
Sirkeci-Fatih/İSTANBUL
HUKUK BÜROSU

İstanbul'da olan Avukat Tolga Ersoy Hukuk Bürosu tüzel kişiliklere ve şahıslara hukuki hizmet vermektedir. Ağırlıklı olarak Ceza Hukuku alanında Ağır Ceza Avukatı olarak çalışmakta birlikte, Aile Hukuku ve Tazminat Hukuku başta olmak üzere hukukun birçok alanlarında Avukatlık hizmeti sunmaktadır.

SOSYAL MEDYA

Avukat Tolga Ersoy'u Takip Edebilirsiniz.