Ticari sırların açıklanması fiiline ne şekilde ceza verileceği, Türk Ceza Kanunu m. 239 hükmü ile düzenlenmiştir. Yasa maddesi “Ticarî sır, bankacılık sırrı veya müşteri sırrı niteliğindeki bilgi veya belgelerin açıklanması” başlığını taşımaktadır. Madde hükmü uyarınca, sıfat veya görevi, meslek veya sanatı gereği vakıf olduğu ticari sır, bankacılık sırrı veya müşteri sırrı niteliğindeki bilgi veya belgeleri yetkisiz kişilere veren veya ifşa eden kişinin, şikayet üzerine, bir yıldan üç yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılacağına, aynı şekilde ticari sır, bankacılık sırrı veya müşteri sırrı niteliğindeki bilgi veya belgelerin, hukuka aykırı yolla elde eden kişiler tarafından yetkisiz kişilere verilmesi veya ifşa edilmesi halinde de, bu kişilerin bir yıldan üç yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılacağına hükmedilmiştir.
Bu bağlamda ticari sır ne şekilde tanımlanacaktır? Neler ticari sırdır, neler ticari sır değildir?
Kanun’un gerekçesinde, bir bilgi ve belgenin ticari sır teşkil edip etmeyeceği hususunun, konuya ilişkin ölçütler göz önünde bulundurularak hâkim tarafından belirleneceği ifade edilmiştir.
Bu kapsamda, Yargıtay yaklaşımının da dikkate alınması zaruridir. Yargıtay 5. Ceza Dairesi’nin 2014/7809 E. 2017/118 K. sayılı 12.10.2015 tarihli kararında, kopyalanan kayıtlarda yer alan bilgilerin ticari sır veya müşteri sırrı niteliğinde olup olmadığı hususlarında konusunda uzman bilirkişilerden rapor alınması ve akabinde hasıl olacak sonuca göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerektiği ifade edilmiştir.
Hükme konu maddi vakıada; suç tarihinde, katılan şirket bünyesinde mühendis olarak çalışmakta olan sanığın, şirketin ana bilgisayara güvenlik sistemini devre dışı bırakıp uzaktan girerek kendi bilgisayarına veri transferi yaptığı ve 2490 adet dosyayı şifreleyerek ZIP formatında harici belleğe kopyalayıp yeni işe başladığı firmanın ana bilgisayarına aktarılmıştır. Ancak sanık ve müdafii, kopyalandığı iddia edilen verilerin ticari sır veya müşteri sırrı niteliğinde olmadığını beyan ederek atılı suçlamayı kabul etmedikleri yönünde savunma yapmışlardır. Katılan ise bu verilerin ticari sır olduğunu beyan etmiştir.
Ticarî sır, bankacılık sırrı veya müşteri sırrı niteliğindeki bilgi veya belgelerin açıklanması suçuyla birlikte, sistemi engelleme, bozma, verileri yok etme veya değiştirme suçu da işlendiği anlaşılmaktadır.
Yerel Mahkemece, Ticarî sır, bankacılık sırrı veya müşteri sırrı niteliğindeki bilgi veya belgelerin açıklanması ile sistemi engelleme, bozma, verileri yok etme veya değiştirme suçlarından açılan kamu davasında eylemin bir bütün olarak TCK’nın 239. maddesindeki ticarî sır, bankacılık sırrı veya müşteri sırrı niteliğindeki bilgi veya belgelerin açıklanması suçunu oluşturduğu kabul edilerek hüküm kurulmuştur.
Yargıtay 5. Hukuk Dairesi, dosya arasında mevcut kayıtların teknik bilgi ve tecrübeyi gerektiren konulara ilişkin olduğu nazara alınarak; kopyalanan kayıtlarda yer alan bilgilerin ticari sır veya müşteri sırrı niteliğinde olup olmadığı hususlarında konusunda uzman bilirkişilerden rapor alınması ve hasıl olacak sonuca göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdir edilmesi gerektiğine hükmederek Yerel Mahkeme kararını bozmuştur.
Dolayısıyla, işbu emsal içtihatta da belirtildiği üzere, ticari sırrın kapsamı ve değerlendirilmesi teknik bilgi ve tecrübeyi gerektiren konulara ilişkin olup, bu sırrın açıklanması nedeniyle yapılacak yargılamada, açıklanan hususun ticari sır olup olmadığı konusunda Bilirkişi İncelemesi yapılması zorunluluğu hasıl olmaktadır.