Avukat
Avukat, hukuk fakültesi mezunu olup, mahkemelerde ve icra dairelerinde kişileri temsil etmek için yetkilendirilmiş, serbest meslek sahibi bir kamu hizmeti sağlayıcısıdır.
Avukat Kimdir? Avukatlık Nedir?
Avukat, ünivesitelerin hukuk fakültesinden mezun olup, bulunduğu şehrin Baro’sunda avukatlık staj eğitimini tamamlayarak Baro’ya kaydolarak hukuki hizmet sunmak suretiyle kamu hizmeti ifa eden bir serbest meslek sahibidir.
Hukukumuzda kişileri Mahkemelerde ve İcra Dairelerinde herhangi bir kimse temsil edemez. Bir gerçek veya tüzel kişiyi Mahkemede sadece avukat temsil edebilir. Bu nedenle, kişi avukat dışında herhangi bir yakınına vekaletname vererek kendisini davada temsil ettiremez. Bu konuda avukatın tekel hakkı bulunmaktadır.
Avukatlık mesleği serbest olarak yapılabileceği gibi, bir kuruma, firmaya veya hukuk bürosuna bağlı olarak da ifa edilebilir.
Avukat, bir gerçek veya tüzel kişiyi, Mahkemelerde, Bölge Adliye Mahkemeleri’nde, Yargıtay’da, Bölge İdare Mahkemeleri’nde, Danıştay’da, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde temsil edeceği gibi, İcra Dairelerinde, Tüketici Hakem Heyetlerinde, Noterlerde ve Türkiye Cumhuriyeti’nin her türlü resmi kurum ve kuruluşunda temsil edebilmektedir.
Avukatlık Kanunu m. 1 hükmü, avukatlığı bir kamu hizmeti ve serbest bir meslek olarak tanımlamış olup, avukatın, yargının kurucu unsurlarından olan bağımsız savunmayı serbestçe temsil ettiğini belirtmiştir. Aynı kanunun m. 2 hükmüne göre avukatlığın amacı; hukuki münasebetlerin düzenlenmesini, her türlü hukuki mesele ve anlaşmazlıkların adalet ve hakkaniyete uygun olarak çözümlenmesini ve hukuk kurallarının tam olarak uygulanmasını her derecede yargı organları, hakemler, resmi ve özel kişi, kurul ve kurumlar nezdinde sağlamak olarak belirlenmiştir. Bu hüküm uyarınca, avukat bu amaçla hukuki bilgi ve tecrübelerini adalet hizmetine ve kişilerin yararlanmasına tahsis eden kişi olarak tanımlanmıştır.
Avukat, iş veya dava takibi yapabileceği gibi hukuki danışma, sözleşme hazırlanması gibi konularda da hizmet sunabilmektedir. Avukatlar, Avukatlık Kanunu’na ve Türkiye Barolar Birliği Meslek İlke Kuralları’na ve ilgili mevzuata tabi olarak görevlerini ifa ederler.
Avukatlık Meslek Kuralları Nelerdir?
Avukatlık mesleğinin tabi olduğu ilke ve kurallar mevcuttur. Avukatlık Meslek Kuralları, Türkiye Barolar Birliği’nin 8-9 Ocak 1971 tarihli IV. Genel Kurulu’nda kabul edilmiş olup, 26 Ocak 1971 tarihli Türkiye Barolar Birliği Bülteni’nde yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.
Avukatlık Meslek Kuralları, hem bir kamu hizmeti hem de bir serbest meslek olan avukatlık mesleğinin düzen ve geleneklerini korumak, kanunların ve hukukun avukatlara tanıdığı hakların belirlenmesi ile kanunların avukata yüklediği vazifelerin eksiksiz ifası maksadıyla belirlenmiştir.
Meslek ilkelerinin I. Kısmı "Genel Kurallar", II. Kısmı "Yargı Organlarıyla ve Adli Mercilerle İlişkiler", III. Kısmı "Meslektaşlar Arası Dayanışma ve İlişkiler", IV. Kısmı "İş Sahipleriyle İlişkiler", V. Kısmı "Avukatların Barolarla ve TBB ile İlişkileri" şeklinde olup, avukatların her türlü ilişkisinin mahiyetini belirlemiştir. Mesleği ifa eden her avukat, işbu meslek kuralları ile her aşamada bağlı olup, bu hukuki düzenlemelere göre hareket etmek mecburiyetindedir.
Avukata Danışmanın Önemi Nedir?
Avukata danışmak, bir anlamda önleyici hekimliğe benzer bir durumdur. Çünkü çoğu kişi, hukuken haklarının tamamen bilincinde olsaydı, girişeceği işlerdeki hukuki riskleri tam olarak bilseydi, birçok hatayı yapmamış olurdu. Uygulamada her hukuk bürosu, hukuki danışma bağlamında hizmet sunmaktadır.
Avukatlar, hukuki konulardaki bilgisini müvekkil ve iş sahiplerine sunarak, birçok riskli durumun, birçok hatanın yapılmasının önüne geçmektedirler.
Bu bağlamda, avukata danışmak hukuki sorunları doğmadan önlemek neticesi doğurur. Birçok durumda da, doğabilecek riskler göz önüne alınarak, buna ilişkin hukuki tedbirlerin alınmasını sağlar.
Birçok avukat, meslek hayatında karşılaştığı birçok durumda müvekkillerinin dava aşamasında şu şekilde yakındığına şahit olmuştur: “Ah! Keşke önceden size danışabilseydim bu hataları yapmazdık!” Birçok konuda, avukata danışmak suretiyle daha baştan gerekli hukuki tedbirler alınsaydı, Mahkemelerin iş yükü dahi ciddi şekilde azalır ve ihtilaflar daha doğmadan sona ermiş olurdu.
Çünkü bir sözleşme akdederken şartları iyi belirlemek ve bir hukuk bürosu ile irtibata geçerek, avukata danışarak, avukatın tecrübesinden istifade ederek hareket etmek önemlidir. Zira bir sözleşmede aleyhimize tek bir maddenin yer alması bize ciddi hukuki sıkıntı verebilir. Evlenirken dahi mal rejimini belirlemek, bunu avukata danışarak, hukukun öngördüğü resmi şekil şartına uygun bir sözleşme akdederek yapmak, birçok hukuki sorunun doğmasını yolun en başında önler. Bir kimse kuralları başta iyi şekilde koyarsa, girişeceği işin risklerini doğru analiz ederse, her türlü süreci daha yolun başında doğru bir yöne kanalize eder ve hukuka uygun hareket edilmesini sağlar. Bu nedenle, avukata danışmak bir anlamda önleyici hekimliğe benzer bir durumdur.
Avukatın Sır Saklama Yükümlülüğü Nedir?
Avukatın sır saklama yükümlülüğünün kapsamı, avukatlık mesleği nedeniyle gerek kendisine danışanların gerekse müvekkillerinin sırlarını içermektedir. Mesleki faaliyet nedeniyle öğrenilmiş şahsi, ailevi, ticari, kurumsal her türlü sır buna dahildir. Avukat mesleğe olan güveni sarsmamalıdır. Avukatın mesleki çalışmasını, kamunun mesleğe olan inancını ve mesleğe güvenini sarsmayacak şekilde, işine sadakatle yürütmelidir. Avukat, hem vazifesinin ifasında hem de özel hayatında güven sarsacak davranışlardan özenle kaçınmalıdır. Avukatın en önemli yükümlülüklerinden birisi, meslek sırlarına ilişkin bilgileri saklamak olup, bu hem hak hem de bir vazifedir.
1136 sayılı Avukatlık Kanunu m. 36 hükmü, "Sır Saklama" başlığı altında bu düzenlemeye yer vermiştir. Madde hükmüne göre, avukatların, kendilerine tevdi edilen veya gerek avukatlık görevi, gerekse Türkiye Barolar Birliği ve barolar organlarındaki görevleri dolayısı ile öğrendikleri hususları açığa vurmaları yasaktır.
Avukatın sır saklama yükümlülüğü avukata müvekkili aleyhine tanıklıktan çekinme hakkı da vermektedir. Avukatların sır saklama yükümlülüğüne giren konularda tanıklık edebilmeleri, iş sahibinin muvafakatini almış olmalarına bağlıdır. Buna karşın, iş sahibi muvafakat etmiş olsa dahi avukat tanıklık etmekten çekinebilir ve işbu çekinme hakkının kullanılması hukuki ve cezai sorumluluk doğurmaz.
Avukatın sır saklama yükümlülüğü, bir zaman dilimiyle sınırlı olmayıp süresizdir.
Avukatlık Mesleği Hangi Yasaya Tabidir?
Avukatlık mesleği, 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’na tabidir. Avukatlık Kanunu’nca avukatlığın mahiyeti ve amacı belirlenerek, avukatlık mesleğine kabulden başlayarak, avukatların tabii olduğu tüm hukuki düzenlemeleri içerir. Her avukat, mesleği icra ve görevi ifa sırasında bu düzenlemelere göre hareket etmekle mükelleftir.
Avukatlık mesleği, avukatın bulunduğu ildeki Baro’ya bağlı olarak ifa edebileceği bir kamu hizmeti ve serbest meslektir. Bu nedenle her avukatın Baro’ya kayıt zorunluluğu vardır. Avukatlar, en başta Avukatlık Kanunu ve TBB Meslek İlke Kuralları olmak üzere ilgili yasal mevzuata bağlıdırlar.
Avukatlık Kanunu’nun uygulanma şeklini göstermek için 19.06.2002 tarihli 24790 sayılı Resmi Gazete’de neşredilen Türkiye Barolar Birliği Avukatlık Kanunu Yönetmeliği hükümleri dikkate alınmaktadır. Bu Yönetmelik, 1136 sayılı Avukatlık Kanununun uygulanmasına ilişkin usul ve esasları kapsamaktadır.
Bununla birlikte, mesleğin ifa edilmesini düzenleyen başlıca yönetmelikler, Türkiye Barolar Birliği Adli Yardım Yönetmeliği, Türkiye Barolar Birliği Avukatlık Ortaklığı Yönetmeliği, Türkiye Barolar Birliği Staj Kredi Yönetmeliği ve Türkiye Barolar Birliği Avukatlık Staj Yönetmeliği olup, avukatlık mesleğinin kuralları kanun ve yasal mevzuat ile düzenlenmiştir. Avukatlar mesleklerini icra ederken bu düzenlemelere tabidir.
Hukuk Veya Ceza Davamızın Avukat İle Takibi Bize Ne Gibi Avantajlar Sağlar?
Hukukumuzda her bir vatandaş, davasını avukatsız olarak kendisi de açabilir. Davasını bir avukat yardımı olmaksızın kendi başına da davasını ve hukuki işlerini takip edebilir.
Ancak, avukatlık meslek yaşamımızdaki gözlem ve tecrübelerimiz bu durumun bazı sakıncalarını göstermiştir.
Bu sakıncalar en başta usul hukuku yönünden görülmektedir. Şöyle ki;
Bir hukuk davası açılırken dava değeri düşük gösterilip daha sonra ıslah yoluyla işbu dava değeri arttırılma yoluna gidilebilir. Ancak bu noktada “fazlaya ilişkin haklarımız saklıdır” ibaresi yazılmamışsa, dava değerinin daha sonra arttırılması mümkün olmaz.
Vatandaşlarımız çoğu zaman hukuk davalarını aceleyle açarken, dilekçelerini hiçbir hukuk eğitimi almamış arzuhalcilere yazdırdıkları durumda, bu hatanın büyük oranda yapıldığına avukatlık meslek yaşamımızda tarafı olduğumuz tazminat ve alacak davarında şahit olduk.
Bu en çok yapılan usul hukuku hatalarından biridir. Ancak tek usul hukuku hatası değildir.
Kanunlarımızda hak düşürücü süreler vardır. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda bir dava dilekçesine, bir bilirkişi raporuna cevap verilmesi gereken sınırlı süreler vardır.
Birçok vatandaş, takip ettiği davalarda bu sürelere riayet etmediği için karşı tarafın usuli itirazları neticesinde hak kaybı yaşanmaktadır.
Nasıl ki sağlığımızla ilgili bir sorun yaşadığımızda konunun uzmanı bir hekime danışıyor ve tıbbi yardım alıyorsak, hukuki bir sorun yaşadığımızda da bir avukattan görüş ve hukuki hizmet almak en başta usuli yönden hak kayıplarımızın önüne geçmektedir.
Avukata Vekâletname Nasıl Çıkartılır?
Avukatlara vekaletname yurt içinde noterlerden, yurt dışında ise Türk Konsolosluklarından çıkartılmaktadır. Noterlerde "Genel Avukat Vekaletnamesi" denilen biçimde dava vekaletnamesi çıkartılabilmektedir. Ancak boşanma için çıkartılacak vekaletnamelerde iki adet vesikalıkla birlikte boşanma davalarıyla ilgili yetkileri içeren vekaletname çıkartılmalıdır.
Boşanma davaları için vekaletname aslı sunulmaktadır. Şahsa sıkı sıkıya bağlı haklarla ilgili konularda dava açılacaksa bu yetkiler vekaletnamede muhakkak bulunmalıdır, misal olarak ad-soyad değiştirme, yaş büyültme ve yaş küçülme gibi nüfus davaları için vekaletname çıkartılacaksa açılacak dava türüne muhakkak yer verilmelidir. Keza, takip edilecek iş Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi bireysel başvurularıyla ilgiliyse bu haklara vekaletnamede muhakkak yer verilmelidir. Vekaletname çıkartılabilmesi için avukatın kişisel bilgileri gerektiğinden, bu bilgilerin avukatla anlaşıldıktan sonra alınması ve vekaletnamenin bu bilgilere göre tanzimi gerekmektedir. Eğer yabancı ülke vatandaşı Türk avukata vekaletname çıkartacaksa bu durumda pasaportunun yeminli tercümana çevirisi gerekmektedir. Şayet yabancı kişinin Türkçe bilgisi yoksa vekaletname tercüman eşliğinde tanzim edilmelidir. Birden çok gerçek ve tüzel kişinin de avukata tek bir vekaletname çıkartması mümkündür.