MAL BİLDİRİMİNDE BULUNULMASI, RÜŞVET VE YOLSUZLUKLARLA MÜCADELE KANUNU’NDA YER ALAN SUÇLAR
Kamu görevlileri başta olmak üzere muhtelif kurumlarda, kamu iktisadi teşekküllerinde, vakıflarda ve basın sektöründe rüşvet ve yolsuzlukla mücadele edilmesi amacıyla 19.4.1990 tarihinde kabul edilen ve 4.5.1990 tarihli 20508 sayılı Resmi Gazete’e neşredilen 3628 sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet Ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanunu’nda tanımlanan suçlar, yasada belirtilen kamu görevlilerinin ve yükümlülerin mal bildiriminde bulunmama suçu, mal bildiriminin içeriğine dair gerçeğe aykırı açıklama suçu, gerçeğe aykırı bildirimde bulunma suçu, haksız mal edinme, mal kaçırma veya gizleme suçu, haksız mal edinme, mal kaçırma veya gizleme suçu olup, İşbu suçların takip ve muhakeme usulü ile zoralım uygulaması da aynı yasada düzenlenmiştir.
3628 sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet Ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanunu’nun amacı, rüşvet ve yolsuzlukla mücadele edilmesi için Kanun’da sayılan memurların mal bildiriminde bulunmalarını, mal bildirimlerinin yenilenesini, mal edinmelerinin denetlenmesini, haksız mal iktisabı yahut hakikate aykırı bildirimde bulunulmasında uygulanacak hükümlerle kamu görevlileri ve suç ortaklarının ne şekilde takip ve muhakeme edileceğini düzenlemektedir.
Bu yasanın kapsamına, Muhtarlar ve ihtiyar heyeti üyeleri hariç olmak üzere her tür seçimle iş başına gelen kamu görevlileri ile Cumhurbaşkanı yardımcıları ve bakanlar, Noterler, Türk Hava Kurumunun genel yönetim ve merkez denetleme kurulu üyeleri ile genel merkez teşkilatında ve Türk Kuşu Genel Müdürlüğünde, Türkiye Kızılay Derneğinin merkez kurullarında ve Genel Müdürlük teşkilatında görev alanlar ve bunların şube başkanları, Genel ve katma bütçeli daireler, il özel idareleri, belediyeler ve bunlara bağlı kuruluş veya alt kuruluşlarda, kamu iktisadi teşebbüsleri (İktisadi devlet teşekkülleri ve kamu iktisadi kuruluşları) ile bunlara bağlı müessese, bağlı ortaklık ve işletmelerde, özel kanunlarla veya Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle kurulan ve kamu hizmeti gören kurum ve kuruluşlar ile bunların alt kuruluşlarında veya komisyonlarında aylık, ücret ve ödenek almak suretiyle kamu hizmeti gören memurları, işçi niteliği taşımayan diğer kamu görevlileri ile yönetim ve denetim kurulu üyeleri, siyasi parti genel başkanları, vakıfların idare organlarında görev alanlar, kooperatiflerin ve birliklerinin başkanları, yönetim kurulun üyeleri ve genel müdürleri, yeminli mali müşavirler, kamu yararına sayılan dernek yönetici ve deneticileri, gazete sahibi gerçek kişiler ile, gazete sahibi şirketlerin yönetim ve denetim kurulu üyeleri, sorumlu müdürleri, başyazarları ve fıkra yazarlarını kapsamaktadır. Ancak farklı özel kanunlar uyarınca, mal bildiriminde bulunmak zorunda olan kişiler de bu Kanun hükümlerine tabi olacaktır.
Yasada hediye almak ve haksız mal edinme tanımları da yapılmıştır. Şöyle ki; yasa kapsamındaki kamu görevlileri, milletlerarası protokol, mücamele veya nezaket kaideleri uyarınca veya diğer herhangi bir sebeple, yabancı devletlerden, milletlerarası kuruluşlardan, sair milletlerarası hukuk tüzel kişilerinden, Türk uyruğunda olmayan herhangi bir özel veya tüzel kişi veya kuruluştan; aldıkları tarihteki değeri on aylık net asgari ücret toplamını aşmayan hediye kabul edebilirler. Bu miktarı aşan hediye veya hibe niteliğindeki eşyayı aldıkları tarihten itibaren bir ay içinde kendi kurumlarına teslim etmekle mükelleftirler. Haksız mal edinme ise, yasaya veya genel ahlaka uygun olarak sağlandığı ispat edilmeyen tüm mallar veya ilgilinin sosyal yaşantısı bakımından geliriyle uygun olduğu kabul edilemeyecek harcamalar şeklinde ortaya çıkan artışlar olarak tanımlanmışır.
Yasa kapsamında tanımlanan suçlar, kamu görevlilerinin mal bildiriminde bulunmama suçu, mal bildiriminin içeriğine dair gerçeğe aykırı açıklama suçu, gerçeğe aykırı bildirimde bulunma suçu, haksız mal edinme, mal kaçırma veya gizleme suçu, haksız mal edinme, mal kaçırma veya gizleme suçudur.
Kanun kapsamında belirtilen kamu görevlileri ve çeşitli meslek gruplarının hangi sürelerde mal bildiriminde bulunulacağı yasanın m. 6 hükmünde düzenlenmiştir. Buna göre, yasa kapsamındaki göreve atanmada, göreve giriş için gerekli belgelerle, Cumhurbaşkanı yardımcısı veya bakan olarak atanmalarda, atamayı izleyen bir ay içinde, seçimle gelinen görevlerde seçimin kesinleşmesi tarihini izleyen iki ay içinde, mal varlığında önemli bir değişiklik olduğunda bir ay içinde, yönetim ve denetim kurulu üyelikleri ile komisyon üyeliklerine seçim ve atamalarda göreve başlama tarihini izleyen bir ay içinde, görevin sona ermesi halinde, ayrılma tarihini izleyen bir ay içinde, gazete sahibi gerçek kişiler ile, gazete sahibi şirketlerin yönetim ve denetim kurulu üyeleri faaliyete geçme tarihini, sorumlu müdürleri, başyazarları ve fıkra yazarları bu işe veya görevlerine başlama tarihini izleyen bir ay içinde mal bildiriminde bulunulması zorunludur.
Yasanın m. 6 hükmünde belirtilen sürelerde mal bildiriminde bulunmayana bildirimlerin verileceği mercilerce ihtarda bulunulur.
İhtarın kendisine tebliğinden itibaren otuz gün içinde mazeretsiz olarak bildirimde bulunmayana üç aya kadar hapis cezası verilecektir.
Soruşturma ile ilgili olarak verilen süre zarfında mal bildiriminde bulunmayanlara ise üç aydan bir yıla kadar hapis cezası verilecektir.
Suç, niteliği itibariyle “ani suç” olup, suç tarihi bildirimde bulunulması gereken sürenin son tarihidir.
Tebliğin usulüne uygun yapılması da son derece önemlidir. (Bkz. Yargıtay 19. Ceza Dairesi’nin 2015/4775 E. 2016/13782 K. sayılı 24.03.2016 tarihli ilamı.)
Yasanın m. 11 hükmünde ise “Gerçeğe aykırı açıklama” suçu düzenlenmiş olup mal bildiriminin muhtevası hakkında “Bildirimlerin Gizliliği” başlıklı m. 9 hükmüne aykırı davranan kimse üç aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Suçun nitelikli hali ise, fiilin basın yoluyla işlenmesidir. Bu durumda verilecek ceza yarı oranında arttırılacaktır.
Bu hükmün istisnası ise, yasanın 20. maddesi olup, özel kanunlarında aksine bir hüküm bulunsa dahi ilgili gerçek veya tüzel kişiler veya kamu kurum ve kuruluşlarının işbu Kanuna göre takip, soruşturma ve kovuşturmaya yetkili kişinin, Maliye Bakanlığı Baş Hukuk Müşavirliği ve Muhakemat Genel Müdürlüğü veya temsilcisine ve bu Kanundaki diğer mercilerce istenen bilgilerin gecikmeksizin makul sürede eksiksiz vermek zorunda olduğu belirtilmiştir. Şayet bu yükümlülük ifa edilmezse, aksine davranan kişiler bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılacaktır. İşbu ceza, para cezasına veya tedbirlerden birine çevrilemez ve ertelenemez niteliktedir. Ancak cezanın para cezasına veya tedbirlerden birine çevrilemeyecek olması 5237 sayılı TCK ile ihtilaflı bir hükümdür.
Yasanın m. 12 hükmü ise “Gerçeğe aykırı bildirimde bulunma” suçunu düzenlemiş olup, kanunen daha ağır bir cezayı gerektirmediği takdirde, gerçeğe aykırı bildirimde bulunan kişi altı aydan üç yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılır.
Yasada “Haksız mal edinme, mal kaçırma veya gizleme” başlığıyla yer verilen m. 13 hükmünde ise, kanunun daha ağır bir cezayı gerektirmediği takdirde haksız mal edinene üç yıldan beş yıla kadar hapis ve (1990 yılının para birimiyle) beş milyon liradan on milyon liraya kadar ağır para cezası verilir. Haksız edinilen malı kaçıran veya gizleyene de aynı ceza verilmektedir. Para cezası, muhakemeyi yapan mahkemece o yılın para birimine uyarlanmaktadır.
Yaptırımlar sadece hapis ve para cezasıyla sınırlı olmayıp, yasanın m. 14 hükmünde “Zoralım” yaptırımı da düzenlenmiştir. Şöyle ki; haksız edinilmiş olan malların zoralımına hükmolunmaktadır. Bu malların elde edilememesi veya bir malın tümünün haksız mal edinme konusu teşkil etmemesi sebepleri ile zoralımın mümkün olmadığı hallerde ise haksız edinilen değere eşit bedelinin hazineye ödenmesine karar verilmektedir. Belirlenecek olan bedel, Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun Hükümlerine göre tahsil olunur.
Diğer bir yaptırım ise kamu hizmetlerinden yasaklanma hali olarak düzenlenmiştir Bu yasanın m. 11 (gerçeğe aykırı açıklama) ve m. 12 (gerçeğe aykırı bildirimde bulunma) hükümleri ile cezalandırılanlara ceza süresi kadar; m. 13 (haksız mal edinme, mal kaçırma veya gizleme) hükmüne göre cezalandırılanlara ise müebbeten kamu hizmetlerinden yasaklanma cezası hükmolunacağı belirtilmiştir. Buna karşın, Yargıtay 19. Ceza Dairesi’nin 2015/32287 E. 2016/16123 K. sayılı 21.04.2016 tarihli kararında, “müebbeten” yasaklılığın 5237 sayılı TCK m. 5 hükmüne göre uygulanamayacağına hükmedilmiştir.
Yasanın m. 16 hükmü, “Tecil, paraya çevirme ve ön ödeme yasağı” şeklinde olup, mal bildiriminde bulunulmamasının düzenlendiği m. 10/1 hükmü haricinde “tecil edilemez, şahsi hürriyeti bağlayıcı olanlar para veya tedbire çevrilemez, failleri hakkında Türk Ceza Kanununun 119 uncu maddesi hükümleri uygulanamaz.” şeklindedir. Ancak Yargıtay 19. Ceza Dairesi’nin 2015/5428 E. 2016/1640 K. sayılı 11.02.2016 tarihli kararında, daha sonradan kabul edilen 5237 sayılı TCK ile 3628 sayılı Kanun’un m. 16 hükmünün zımni olarak ilga edildiğine hükmedilmiştir.
Bu suçların soruşturması hakkında özel usuller de yasanın m. 17-19 hükümlerinde ayrıntılı şekilde belirtilmiştir. Bu suçlardan dolayı açılacak soruşturma sürecinde ve kamu davası sürecinde, sanık olan kişinin kendini uzman ceza avukatıyla savunmasında hukuki fayda mevcuttur.