KİŞİYİ HÜRRİYETİNDEN YOKSUN KILMA SUÇU

Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçu, Türk Ceza Kanunu m. 109 hükmünde düzenlenmiştir. Maddenin birinci fıkrası uyarınca, bir kimseyi hukuka aykırı olarak bir yere gitmek veya bir yerde kalmak hürriyetinden yoksun bırakan kişiye, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası verileceğine hükmedilmiştir. Maddenin ikinci fıkrasında ise, kişi, fiili işlemek için veya işlediği sırada cebir, tehdit veya hile kullanırsa, iki yıldan yedi yıla kadar hapis cezası verileceğine hükmedilmiştir.

Suçun nitelikli halleri üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. İşbu suçun; silahla, birden fazla kişi tarafından birlikte, kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle, kamu görevinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle, üstsoy, altsoy veya eşe karşı, çolcuğa ya da beden veya ruh bakımından kendini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı, İşlenmesi halinde, maddenin 1. ve 2. fıkralarına göre verilecek ceza bir kat artırılır.

Eğer mağdur bu suç nedeniyle önemli bir ekonomik kayıp yaşamışsa, ayrıca bin güne kadar adlî para cezasına hükmolunabilecektir.

Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunun cinsel amaçla işlenmesi halinde ise verilecek cezalar yarı oranda arttırılacaktır.

Keza işbu suçun işlenmesi amacıyla veya sırasında kasten yaralama suçunun neticesi sebebiyle ağırlaşmış hallerinin gerçekleşmesi durumunda, ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanacağına hükmedilmiştir.

Yasa gerekçesinde, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçu ile korunan hukukî değer, kişilerin kendi arzusu ve iradesi çerçevesinde hareket edebilme hürriyeti olarak tanımlanmıştır. İnsanlar bir yerde kalma ve bir yere gitme konusunda tercihte bulunma serbestisine sahip olduklarından dolayı, bu suçun işlenmesiyle kişinin bir yerde kalma ve bir yere gitme hürriyeti ihlâl edilmiş olacaktır. Nitekim işbu suç, bir kişinin hukuka aykırı olarak bir yere gitmek veya bir yerde kalmak özgürlüğünden yoksun bırakılmasıyla oluşmaktadır. Buna misal olarak, mağdurun bir yere kapatılması, bir yerde tutulması, bir yere götürülmesi veya bir yere gitmekten men olması fiilleri bu tanıma göre yaptırımını gerektirmektedir.

Yasa hükmünde yer alan hukuka aykırı olarak ibaresi, hukukun izin vermediği halleri ifade etmektedir. Şayet, bir suça ilişkin soruşturma kapsamında suç şüphesi altında bulunan kişinin ceza muhakemesi hukukunun gereklerine uygun olarak tutulması, gözaltına alınması veya tutuklanması hâllerinde, fiil hukuka uygundur ve bu suç oluşmaz. Ancak hukukun izin vermediği hallerde kişi hürriyetten yoksun kılınırsa suç teşkil eder.

Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunun cebir, tehdit veya hile kullanılarak işlenmesi, bu suç açısından daha ağır cezayı gerektiren bir nitelikli hal olarak belirlenmiştir. Ancak suçun temel şekli açısından cebir, tehdit veya hile kullanılmasına gerek yoktur. Mesela bir kişi içeride uyumakta iken kapının kilitlenmesi durumunda, söz konusu suçun temel şekli gerçekleşmiş olur, bu durumda cebir, tehdit veya hile kullanılmadan suç işlenmiş olur.

Bu suçun daha ağır cezayı gerektiren nitelikl hallerden bir kısmı, suçun işleniş tarzına ilişkindir. İşbu suçun işlenmesi bakımından, silâhlı olunması veya kamu görevinin sağladığı nüfuzun kötüye kullanılması, bir kolaylık sağlamaktadır. Kişi hürriyetinden yoksun kılma suçu, kişinin yerine getirdiği kamu görevi dolayısıyla işlenmiş de olabilir. Suçun bu seçimlik nitelikli unsuru için, failin saiki önem taşımaktadır. Suçun işlendiği sırada kişi kamu görevlisi sıfatını taşımayabilir, örneğin emekliye ayrılmış olabilir. Keza, suç, kamu görevlisinin yakınına karşı da işlenebilir. Bir kamu görevlisinin görevinden doğan bir işlemine tepki olarak yakınının kaçırılması bu duruma örnek olarak gösterilebilir.

Suçun birden fazla kişi tarafından birlikte işlenmesi de seçimlik nitelikli unsurdur. Ancak, suçun icra hareketlerinin bir kişi tarafından gerçekleştirilmesine karşılık, diğer suç ortaklarının azmettiren veya yardım eden olması hâlinde, bu fıkraya göre ceza artırılamayacaktır. İşbu suçun üstsoy, altsoy veya eşe karşı, çocuğa karşı ya da beden veya ruh bakımından kendini savunamayacak durumda bulunan şahıslara karşı işlenmesi de, üçüncü fıkra hükmüne istinaden cezanın artırılmasını gerektiren mağdurun şahsı itibarıyla seçimlik nitelikli unsurlar olarak addolunmuştur.

Türk Ceza Kanunu m. 110 hükmü ise, etkin pişmanlık durumunu düzenlemiştir. Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunu işleyen kişi, bu suç nedeniyle soruşturmaya başlanmadan önce mağdurun şahsına zararı dokunmaksızın, onu kendiliğinden güvenli bir yerde serbest bırakacak olursa cezanın üçte ikisine kadarı indirilecektir.
Bu suçtan kaynaklı olan davalarda taraf olan kişilerin haklarının daha iyi korunması, lehe olan hükümlerin uygulanabilmesi için sürecin avukat ile profesyonel şekilde yürütülmesinde hukuki fayda bulunmaktadır.

BİZE ULAŞIN

Bizimle görüşmek istediğiniz hukuki konular hakkında iletişime geçebilirsiniz.

AVUKAT TOLGA ERSOY

Hobyar Mh. Ankara Cd. No:31
Hoşağası İşhanı Kat:2 No:307
Sirkeci-Fatih/İSTANBUL
HUKUK BÜROSU

İstanbul'da olan Avukat Tolga Ersoy Hukuk Bürosu tüzel kişiliklere ve şahıslara hukuki hizmet vermektedir. Ağırlıklı olarak Ceza Hukuku alanında Ağır Ceza Avukatı olarak çalışmakta birlikte, Aile Hukuku ve Tazminat Hukuku başta olmak üzere hukukun birçok alanlarında Avukatlık hizmeti sunmaktadır.

SOSYAL MEDYA

Avukat Tolga Ersoy'u Takip Edebilirsiniz.