ISRARLI TAKİP SUÇU

Türk Ceza Kanunu m. 123/A

Israrlı takip suçu, bir kimsenin takıntılı şekilde sürekli olarak izlenmesi, takibi, Whatsapp türü uygulamalar dahil her türlü haberleşme vasıtasıyla veya Facebook, Instagram, Twitter türü sosyal medya siteleri, e-posta gönderileri de dahil olmak üzere her türlü iletişim vasıtalarıyla, her türlü bilişim sistemleri veya üçüncü şahısların kullanılması ile bir kimsenin huzurunun kaçırılması, kişinin gerek kendisinin veya gerekse yakınlarının kaygı duymasına sebebiyet verilmesi fiilidir.

Israrlı takip suçu, çok yaygın suçlar arasında olup, İngilizce konuşulan ülkelerde “stalking” olarak tanımlanmakta olup, fail ise “stalker” olarak tanımlanır. Bu suç ile ilgili olarak uzun yıllar yasal düzenleme yapılmamış olması, çok ciddi bir kanun boşluğu yaratmıştı. Bu gibi durum yaşayan mağdurlar, ısrarlı takip failine karşı ancak “Kişilerin Huzur ve Sükûnunu Bozma Suçu” kapsamında suç duyurusunda bulunabiliyorlardı.

Nihayet 27/05/2022 tarih ve 31848 sayılı Resmi Gazete’de neşredilen, 12/05/2022 kabul tarihli 7406 sayılı “Türk Ceza Kanunu Ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapilmasına Dair Kanun”un m. 8 hükmü ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun “Kişilerin Huzur ve Sükununu Bozma Suçu” başlıklı m. 123 hükmüne eklenen m. 123/A hükmü ile ısrarlı takip suçu konusunda yasal boşluk doldurulmuş, doğrudan Israrlı Takip suçu temelinde soruşturma ve kovuşturma imkanı getirilmiştir. Belirtmemiz gerekir ki, ısrarlı takip suçunun ayrı bir yasa hükmünde değil de TCK m. 123’ün bir parçası olarak düzenlenmesi itibariyle, ısrarlı takip suçu, kişilerin huzur ve sükununu bozma suçunun özel bir halidir. Peki ısrarlı takip suçunun kişilerin huzur ve sükununu bozma suçundan farkı nedir? Kişilerin huzur ve sükunu bozma suçunda, failin fiili huzur ve sükun bozucu eylemlerdir. Ancak ısrarlı takip olgusunda failin fiili, gerek mağdurun ve gerekse mağdurun yakınlarında kaygı yaratacak niteliktedir ve kişilerin huzur ve sükunu bozma suçunda eylemler mesela gürültü yapmak gibi daha basit nitelikte olup, ısrarlı takipte ise fiziken takip, izleme, rahatsız etme gibi fiiller söz konusudur.

Türk Ceza Kanunu m. 123/A/1 hükmü uyarınca “Israrlı Takip Suçu”, bir kişinin ısrarlı bir şekilde fiziken takip edilmesi veya haberleşme yahut iletişim araçlarıyla, bilişim sistemleriyle veya üçüncü kişilerin kullanılarak temas kurmaya çalışılması suretiyle bir şahıs üzerinde önemli ölçüde huzursuzluk oluşmasına yahut kendisinin veya yakınlarından birinin güvenliğinden endişe duymasına neden olunması fiili şeklinde tanımlanmış olup, bu suçu işleyen faile altı aydan iki yıla kadar hapis cezası verilecektir.

Israrlı takip suçu, genellikle insanların yakınlarına veya bir dönem yakını olmuş kişilere karşı işlenen bir suçtur. Fail mağduru fiziken de takip edebilir. Ancak gördüğümüz kadarıyla çoğu durumda failin mağdurun cep telefonuna mesajlar atarak, whatsapp uygulamasından mesajlar atarak, görseller göndererek, veya facebook’tan, instagram’dan ve birçok farklı sosyal medya platformundan mesajlar atarak işlediğini görüyoruz. Çünkü mağdurun bu şekilde rahatsız edilmesi, fail için fiziksel takipten daha kolay bir olgudur. Bazı durumlarda da fail mağdur ile ortak tanıdıkları vasıtasıyla mesajlar, haberler göndererek temas kurmaya çalışabilir. Bu mesajların içeriklerinin her zaman hakaret, tehdit içerikli olması gerekmez, zaten bu gibi durumlarda hakaret ve tehdit suçlarından soruşturma ve kovuşturma yapılır. Israrlı takip suçunda failin amacı temas kurmaktır. Mesela ilişki içinde çiftlerden biri, tek taraflı olarak ilişkisini sonlandırmıştır. Ancak fail, bu durumu kabul etmemekte, temas kurma amacıyla mesajlar atabilmekte, fiziksel takip yapabilmektedir. Her zaman da bu suçun erkek ve kadın arasında olması gerekmez. Mesela bir kimse iş hayatında ihtilaf yaşadığı birine karşı da ısrarlı takip suçu işleyebilir. Suçun faili erkek olabileceği gibi kadın da olabilir. Fail, genellikle mağdura karşı bir takıntı geliştirmiş kişidir. Bu suçun en yoğun tezahür eden biçimi, suçun failin bir dönem ilişkide olduğu eski sevgilisine, eski eşine veya çocuğuna karşı işlenmesidir. Bu kapsamda, failin eski eşine ve çocuğuna karşı işlenen fiili, suçun nitelikli halini teşkil etmektedir.

Türk Ceza Kanunu m. 123/A/2 hükmü uyarınca, eğer ısrarlı takip suçu çocuğa veya ayrılık kararı verilen yahut boşanılan eşe karşı işlenirse, ısrarlı takip fiili mağdurun okulunu, işyerini, konutunu değiştirmesine veya işini bırakmasına sebebiyet verirse, hakkında uzaklaştırma ya da konuta, okula, veya işyerine yaklaşmama tedbirine karar verilen fail tarafından işlenmesi durumunda faile verilecek ceza bir yıl ile üç yıl arasında olacaktır. Bu fıkra hükmü kapsamında işlenen fiilin alt sınırı bir yıldan az olamayacaktır. Bu fıkrada tanımlanan fiiller ısrarlı takip suçunun nitelikli halidir.

Keza aynı yasanın üçüncü fıkra hükmü ise, ısrarlı takip suçunun soruşturulması ve kovuşturulmasının şikâyete bağlı olduğuna hükmetmiştir. Ancak takibi şikâyete bağlı suçlar içinde yer almakla birlikte, Israrlı Takip suçu uzlaşma kapsamında değildir. Bu durumun yasal dayanağını 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu m. 253/3 hükmü teşkil etmektedir. Bu hükme göre, soruşturulması veya kovuşturulması şikâyete bağlı suçlar bağlamında, Israrlı Takip suçlarında uzlaşma yoluna gidilmeyecektir.

Israrlı takip suçunun TCK m. 123/A hükmünün 1. ve 2. fıkralarına giren haller, yargılama usulü açısından da önemlidir. Şayet suç TCK m.123/A/1 kapsamında ise, basit yargılama usulü olacaktır. Bunun sebebi, suçun üst sınırının iki yıl olmasından kaynaklanmaktadır. Ancak TCK m. 123/A/2 hükmü, suçun nitelikli halini teşkil ettiği ve cezanın üst sınırının 3 yıl olması sebebiyle, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’ndaki genel yargılama usulüne göre yapılacaktır.

Israrlı takip suçunun TCK m. 123/A/1 hükmündeki basit halinde, suçun üst sınırı iki yıldan fazla olmadığı için tutuklama tedbirine başvurulamayacaktır. Ancak suçun TCK m. 123/A/2 hükmündeki nitelikli halinde suçun üst sınırı iki yıldan fazla olduğu için durumun gereğine göre koşulları oluşmuşsa tutuklama veya adli kontrol kararı verilebilmesi de mümkündür.

Israrlı takip suçu, netice itibariyle takibi şikâyete bağlı suçlar kapsamında olduğundan cihetle, TCK m. 73 hükmü uyarınca mağdur tarafından altı ay içinde şikayette bulunmadığı takdirde soruşturma ve kovuşturma yapılamaz. Ancak, sekiz yıllık zamanaşımı süresini geçmemek koşuluyla bu süre, şikayet hakkı olan kişinin fiili ve failin kim olduğunu bildiği veya öğrendiği günden başlayacaktır.

Israrlı takip mağduru, Ceza Muhakemesi Kanunu m. 158 kapsamında, suça ilişkin ihbar veya şikâyetini Cumhuriyet Başsavcılığına veya kolluk makamlarına yapabilecektir. Valilik veya kaymakamlığa ya da mahkemeye şikâyet yapılmışsa, işbu şikayet ilgili Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilecektir. Suçun yurt dışında işlenmesi ancak ülkemizde takibi gereken durumlarda, Türkiye’nin elçilik ve konsolosluklarına şikâyette bulunulabileceği gibi, şikayet süresi içerisinde mağdurun yurt dışında olması durumunda da elçilik ve konsolosluklara da şikayette bulunulabilir. Keza şikâyetin yazılı yapılabilmesi mümkün olduğu gibi, tutanağa geçirilmek üzere sözlü olarak da yapılabilir.

Israrlı takip suçunun mağduru, 6284 Sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanuna İlişkin Uygulama Yönetmeliği kapsamında ayrıca koruma tedbir kararı verilmesini de talep etme hakkına sahiptir. Şayet koruma tedbir kararı kapsamında, fail hakkında uzaklaştırma veya mağdurun konutuna, okuluna yahut da işyerine yaklaşmama şeklinde tedbir verilmişse ve fail de bu tedbire aykırı davranmışsa, hem koruma tedbir kararına uymamaktan dolayı yargılanacağı gibi, hem de fiili TCK m. 123/A/2 kapsamına gireceği için suçun nitelikli halinden yargılanacaktır.

Bu aşamaya kadar yapılan açıklamalarımız ceza hukuku kapsamında olup, özel hukuk bağlamında ise failin ısrarlı takip suçundan ceza alması ve kesinleşmesi, ayrıca maddi ve manevi tazminat sorumluluğu doğurabilecektir. Israrlı takip fiilleri neticesinde mağdurun konutunu, okulunu, işyerini değiştirmek zorunda kalması nedeniyle uğradığı maddi zararlar ve ısrarlı takip suçunun sebep olduğu manevi zararların tazmini mümkün olabilecektir.

BİZE ULAŞIN

Bizimle görüşmek istediğiniz hukuki konular hakkında iletişime geçebilirsiniz.

AVUKAT TOLGA ERSOY

Hobyar Mh. Ankara Cd. No:31
Hoşağası İşhanı Kat:2 No:307
Sirkeci-Fatih/İSTANBUL
HUKUK BÜROSU

İstanbul'da olan Avukat Tolga Ersoy Hukuk Bürosu tüzel kişiliklere ve şahıslara hukuki hizmet vermektedir. Ağırlıklı olarak Ceza Hukuku alanında Ağır Ceza Avukatı olarak çalışmakta birlikte, Aile Hukuku ve Tazminat Hukuku başta olmak üzere hukukun birçok alanlarında Avukatlık hizmeti sunmaktadır.

SOSYAL MEDYA

Avukat Tolga Ersoy'u Takip Edebilirsiniz.