HİLELİ VE TAKSİRLİ İFLÂS SUÇLARI

Türk Ceza Kanunu’nun “Malvarlığına Karşı Suçlar” başlıklı X. bölümünde yer alan “Hileli İflâs Suçu”, m. 162 hükmü ile “Taksirli İflâs Suçu”, mağdurların ekonomik yönden zarar gördüğü, hakkında iflâs kararı verilmiş olan fail yönünden soruşturma ve kovuşturma yapılacak suçlardır. Bu iki suçun farkı, kast unsurunun mevcudiyetindedir. Nitekim hileli iflâs için kast unsuru zaruridir, ancak taksirli iflâs suçu açısından tacir olmanın gerekli kıldığı dikkat ve özenin gösterilmemiş olması kafidir.

Hileli İflâs Suçu, Türk Ceza Kanunu’nun “Malvarlığına Karşı Suçlar” başlıklı X. bölümünde m. 161 hükmü ile düzenlenmiş olup, yasa hükmü uyarınca malvarlığını eksiltmeye yönelik hileli tasarruflarda bulunan kişinin, bu hileli tasarruflardan önce veya sonra iflâsa karar verilmiş olması halinde, üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılacağına hükmedilmiştir.

Hileli iflâsın varlığından söz edilebilmesi için; işbu yasa hükmünün a-d bentleri uyarınca, alacaklıların alacaklarının teminatı mahiyetinde olan malların kaçırılması, gizlenmesi veya değerinin azalmasına neden olunması, malvarlığını kaçırmaya yönelik tasarruflarının ortaya çıkmasını önlemek için ticari defter, kayıt veya belgelerin gizlenmesi veya yok edilmesi, gerçekte bir alacak ve borç ilişkisi olmadığı halde, sanki böyle bir ilişki mevcutmuş gibi, borçların artmasına neden olacak şekilde belge düzenlenmesi, gerçeğe aykırı muhasebe kayıtlarıyla veya sahte bilanço tanzimiyle aktifin olduğundan az gösterilmesi gerekeceğine hükmedilmiştir.

Keza, 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu m. 128 uyarınca, bu suçlardan elde edilen hak, alacak ve diğer malvarlığı değerlerine elkonulabilecektir. Aynı şekilde, CMK m. 248 uyarınca sanığın Türkiye’de bulunan mallarına, hak ve alacaklarına da el konulabilecektir.

Taksirli iflâs suçu ise, Türk Ceza Kanunu’nun “Malvarlığına Karşı Suçlar” başlıklı X. bölümünde m. 162 hükmü ile düzenlenmiş olup, yasa hükmü uyarınca, tacir olmanın gerekli kıldığı dikkat ve özenin gösterilmemesi dolayısıyla iflâsa sebebiyet veren kişinin, iflâsa karar verilmiş olması halinde, iki aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılabileceğine hükmedilmiştir.

Hileli iflâs suçunda tutuklama kararı verilebilirken, CMK m. 100/4 hükmü uyarınca, taksirli iflâs suçunda tutuklama kararı verilemez.

Her iki suç yönünden de, failin cezalandırılabilmesi için iflâsına karar verilmesi cezalandırılabilme şartıdır.

Gerek hileli iflâs, gerekse taksirli iflâs suçları takibi şikayete bağlı olmayıp, re’sen soruşturulabilir. Ancak bu suçlar Türk Ceza Kanunu m. 167/2 hükmünde belirtilen kişilere karşı işlenmesi halinde (şayet başka kişiler suçtan zarar görmemişse) suçun takibi şikayete bağlıdır. Bu hüküm uyarınca, hileli iflâs ve taksirli iflâs suçlarının, haklarında ayrılık kararı verilmiş olan eşlerden birinin, aynı konutta beraber yaşamayan kardeşlerden birinin, aynı konutta beraber yaşamakta olan amca, dayı, hala, teyze, yeğen veya ikinci derecede kayın hısımlarının zararına olarak işlenmesi halinde takibi şikayete bağlı olacaktır. Bu kişiler yönünden ilgili suçların takibinin şikayete bağlı olmasının en önemli sonucu, altı aylık şikayet süresinin mevcut olmasıdır. Bu kapsamdaki kimseler yönünden savcılık şikayetinin altı aylık süre dahilinde yapılması gerekecektir.

BİZE ULAŞIN

Bizimle görüşmek istediğiniz hukuki konular hakkında iletişime geçebilirsiniz.

AVUKAT TOLGA ERSOY

Hobyar Mh. Ankara Cd. No:31
Hoşağası İşhanı Kat:2 No:307
Sirkeci-Fatih/İSTANBUL
HUKUK BÜROSU

İstanbul'da olan Avukat Tolga Ersoy Hukuk Bürosu tüzel kişiliklere ve şahıslara hukuki hizmet vermektedir. Ağırlıklı olarak Ceza Hukuku alanında Ağır Ceza Avukatı olarak çalışmakta birlikte, Aile Hukuku ve Tazminat Hukuku başta olmak üzere hukukun birçok alanlarında Avukatlık hizmeti sunmaktadır.

SOSYAL MEDYA

Avukat Tolga Ersoy'u Takip Edebilirsiniz.