DOLANDIRICILIK VE NİTELİKLİ DOLANDIRICILIK SUÇLARI
Türk Ceza Kanunu, dolandırıcılık suçunu basit ve nitelikli dolandırıcılık olarak iki maddede tanımlamıştır.
Suçun basit hali olan TCK m. 157 hükmü uyarınca, “Hileli davranışlarla bir kimseyi aldatıp, onun veya başkasının zararına olarak, kendisine veya başkasına bir yarar sağlayan kişiye bir yıldan beş yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası verilir” denilmek suretiyle, suçun basit halini ifade etmiştir. Basit dolandırıcılığın oluşması için, hileli davranışlar olması, bir kimsenin aldatılması, mağdurun veya bir üçüncü kişinin zaararı bulunması, failin kendisine veya bir üçüncü kişiye yarar sağlaması unsurlarının tamamının mevcut olması zaruridir.
Suçun oluşması için bu unsurların tamamı bulunmalıdır. Mesela bir zarar oluşmamışsa burada dolandırıcılıktan söz edilemeyecektir. Keza hileli davranışlar bulunmuyorsa suç oluşmayacaktır. Mağdurun aldatılması ve yarar sağlanması zaruridir.
Dolandırıcılık cezası ile korunan hukuki değerin, malvarlığı ve irade özgürlüğü olduğu anlaşılmaktadır.
Malvarlığına karşı hileli davranışlar ile işlenen suçlar arasında, dolandırıcılık ve nitelikli dolandırıcılık haricinde, hileli iflas (TCK m. 161), taksirli iflas (TCK m. 162), karşılıksız yararlanma (TCK m. 163), şirket ve kooperatifler hakkında yanlış bilgiler verme (TCK m. 164) suçları sayılabilir. Bu suçlarda ortak unsur hileli davranışların mevcudiyetidir.
Dolandırıcılık suçunun nitelikli halleri, TCK m. 158 hükmünde belirtilmiştir. Yasa hükmü şu şekildedir:
Madde 158 - (1) Dolandırıcılık suçunun;
a) Dinî inanç ve duyguların istismar edilmesi suretiyle,
b) Kişinin içinde bulunduğu tehlikeli durum veya zor şartlardan yararlanmak suretiyle,
c) Kişinin algılama yeteneğinin zayıflığından yararlanmak suretiyle,
d) Kamu kurum ve kuruluşlarının, kamu meslek kuruluşlarının, siyasî parti, vakıf veya dernek tüzel kişiliklerinin araç olarak kullanılması suretiyle,
e) Kamu kurum ve kuruluşlarının zararına olarak,
f) Bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle,
g) Basın ve yayın araçlarının sağladığı kolaylıktan yararlanmak suretiyle,
h) Tacir veya şirket yöneticisi olan ya da şirket adına hareket eden kişilerin ticari faaliyetleri sırasında; kooperatif yöneticilerinin kooperatifin faaliyeti kapsamında,
i) Serbest meslek sahibi kişiler tarafından, mesleklerinden dolayı kendilerine duyulan güvenin kötüye kullanılması suretiyle,
j) Banka veya diğer kredi kurumlarınca tahsis edilmemesi gereken bir kredinin açılmasını sağlamak maksadıyla,
k) Sigorta bedelini almak maksadıyla,
İşlenmesi hâlinde, iki yıldan yedi yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezasına hükmolunur. (Ek cümle: 29/06/2005-5377 S.K./19.mad) Ancak, (e), (f) ve (j) bentlerinde sayılan hâllerde hapis cezasının alt sınırı üç yıldan, adlî para cezasının miktarı suçtan elde edilen menfaatin iki katından az olamaz.
(2) Kamu görevlileriyle ilişkisinin olduğundan, onlar nezdinde hatırı sayıldığından bahisle ve belli bir işin gördürüleceği vaadiyle aldatarak, başkasından menfaat temin eden kişi, yukarıdaki fıkra hükmüne göre cezalandırılır.
İş hayatında, bu suçun en yaygın biçimi TCK m. 158/h hükmünde görüldüğü üzere, ticari faaliyet sırasında gerçekleşen dolandırıcılık görülmektedir. Uygulamada hangi durumlarda normal ticari faaliyetten söz edilecektir ve hangi durumda ticari dolandırıcılıktan söz edilecektir? Borcunu ödeyememiş her tacir bu kapsamda mı ele alınacaktır? Burada önemli unsur hileli davranışlar ile mağdurun yanıltılmış olmasıdır. Sıklıkla hileli davranışların açık görülemediği durumlarda, ilişkinin akdi/ticari bir ihtilaf olarak görülüp savcılıklarca takipsizlik kararı verilebildiği görülmektedir. Bu noktada, hileli davranışların doğru saptanması önemlidir. Bir kimsenin kendisi ve firması ile ilgili hakikate aykırı bilgiler vererek kendisi veya üçüncü bir kimse lehine yarar sağlaması, nitelikli dolandırıcılıktır.
TCK m. 158/i hükmü ise, serbest meslek sahibi kişiler tarafından mesleklerinden dolayı kendilerine duyulan güveni kötüye kullanmaları suretiyle işlenmesini düzenlemektedir. Burada, suçun failini belirleyen serbest meslek erbabı olmasıdır. Suçun işlenmesi için de serbest mesleğinin ifa edilirken işlenmiş olması belirleyicidir.
Suçun günümüzce sıkça rastlanan bir biçimi de bilişim dolandırıcılığıdır. Nitelikli dolandırıcılık suçunun bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle işlenmesi genellikle para transfer kayıtlarından takip edilerek izi sürülerek saptanabilen bir suçtur.
Yasa hükmünde sayılan nitelikli hallerin her bir bendi için uygulamayı gösterir çok sayıda içtihat mevcuttur. Yasa hükmü, suçun nitelikli halinde ceza alt sınırını iki yıl, üst sınırı ise yedi yıl olarak belirlemiştir.
Bilhassa nitelikli dolandırıcılık, yasanın kazuistik sistematik ile tanımladığı, tüm nitelikli hallerin tartışmaya mahal bırakmayacak şekilde belirlediği bir suçtur. Suçun takibi şikayete bağlı olmadığından, mağdurun zararı karşılandığı hallerde dahi kamu adına kovuşturmaya devam edilmekte ve yeterli delile ulaşılması halinde kamu davası açılmaktadır.