Ceza Hukuku

Başta Türk Ceza Kanunu ve özel ceza yasalarında suç olarak tanımlanan fiillere ve bu suçlara uygulanacak olan cezaları konu alan hukuk dalı Ceza Hukukudur. Ceza davalarında Savcılıklarca yürütülen soruşturma safhası ve iddianame düzenlenmesi akabinde kamu davası ikamesiyle süren kovuşturma safhası, mahkeme kararı akabinde kanun yollarına başvuru safhaları mevcuttur.

Ceza muhakemesi hukukunun temel ilkesine göre, bir suç şüphesinin öğrenilmesiyle birlikte, Türk Ceza Kanunu ve ilgili ceza mevzuatı çerçevesinde, suçun işlendiği yer itibarıyla yetkili Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından soruşturma işlemleri başlatılır. Soruşturma aşaması, ceza yargılamasının ilk evresini oluşturmakta olup, amacına uygun olarak maddi gerçeğe ulaşmak için şüpheli lehine ve aleyhine olan tüm delillerin toplanmasını kapsamaktadır. Bu süreçte Cumhuriyet savcısı, olayla ilgili tanıkların beyanlarını almakta, bilirkişi incelemeleri yaptırmakta, gerektiğinde keşif ve teşhis işlemlerini yürütmektedir. Savcılıkça yürütülen bu soruşturma işlemleri, Ceza Muhakemesi Kanunu’nun öngördüğü usul kuralları çerçevesinde yürütülmek zorundadır.

Soruşturma neticesinde elde edilen deliller doğrultusunda, Cumhuriyet savcısı kamu davası açılmasına yeterli şüphenin bulunduğu kanaatine varırsa, ilgili mahkemeye hitaben iddianame düzenler. Bu iddianame, Asliye Ceza Mahkemesi veya suçun vasfına göre Ağır Ceza Mahkemesi'ne sunulur. Hakimlikçe iddianamenin iade edilmesine karar verilmediği takdirde, kamu davası açılmış sayılır ve yargılama aşamasına geçilir. Bu süreçte ceza muhakemesi tarafları olan müşteki ve şüpheli (ve kamu davasının açılması hâlinde sanık), kendi hukuki statülerine göre delil sunma, tanık dinletme ve usule ilişkin taleplerde bulunma hakkına sahiptir.

Müşteki bakımından, ceza davasının sağlıklı ilerleyebilmesi için olayın oluş biçimine dair bilgi ve belgelerin eksiksiz şekilde dosyaya sunulması ve hukuki nitelendirme yapılması büyük önem arz eder. Bu kapsamda müşteki, kamu davasına katılma talebinde bulunarak davaya müdahil olabilir; katılan sıfatını kazandığında, hüküm aleyhine istinaf ve temyiz başvurularında bulunma hakkını da elde eder. Sanık açısından ise, isnat edilen suçun işlendiğine dair yeterli ve inandırıcı delil bulunmadığı durumlarda beraat talep edilebilir. Mahkeme aksi kanaatte olsa dahi, failin lehine olan tüm kanuni indirim nedenlerinin uygulanması, takdiri hafifletici sebeplerin değerlendirilmesi ve cezanın bireyselleştirilmesine ilişkin talepler ileri sürülmelidir.

Ceza muhakemesi sürecinin en hassas evrelerinden biri olan soruşturma safhası sırasında, şüpheli sıfatıyla işlem gören kişinin kolluk ve savcılık nezdindeki ifadesi sırasında savunma hakkının etkin şekilde kullanılması hayati önemdedir. Bu aşamada müdafi sıfatıyla bir avukatın hazır bulunması, soruşturmanın gidişatını ve şüphelinin haklarını doğrudan etkileyebilecek niteliktedir. Aynı şekilde, soruşturma sonunda verilen takipsizlik kararlarına müşteki tarafından yapılacak itirazlar, ceza soruşturmasının yeniden değerlendirilmesine imkân sağlayabilir. Keza tutuklama ve adli kontrol gibi koruma tedbirlerine karşı yapılacak itirazlar da kişinin temel hak ve özgürlüklerini doğrudan ilgilendirmektedir.

Bu çerçevede, ceza soruşturmaları ve kovuşturmalarına ilişkin süreçlerde; şikayet dilekçelerinin hazırlanması, ifade alma işlemlerinde müdafi veya vekil olarak hazır bulunulması, Sulh Ceza Hakimlikleri nezdinde tutukluluğa itiraz, el koyma ve adli kontrol kararlarına karşı başvuruların yapılması, Asliye ve Ağır Ceza Mahkemeleri nezdinde savunma ve vekillik hizmetleri sunulması, infaz erteleme taleplerinin hazırlanması ve cezaevinde tutuklu/hükümlü ziyaretlerinin gerçekleştirilmesi gibi birçok işlemin, ceza muhakemesi usul kurallarına uygun şekilde yürütülmesi gereklidir. Bu süreçlerin tümünde, usul hükümlerine riayet edilmesi, hak ihlallerinin önüne geçilmesi ve adil yargılanma hakkının temini açısından büyük önem taşımaktadır.

Ceza Hukuku bağlamında, Hukuk Büromuzca sunulan hukuki hizmetler şu şekildedir:


SORUŞTURMA ÖNCESİ EVRESİ HİZMETLERİ


  • Suç duyurusunda bulunmadan önce hukuki değerlendirme yapılması ve delillerin toplanması safhasında danışmanlık

    Kişi ya da kurumların bir suçun mağduru olduklarına ilişkin kanaatleri doğrultusunda doğrudan savcılığa başvurmadan önce, olayın ceza hukuku açısından değerlendirilmesi, suç vasfının ve hukuki dayanaklarının tespiti, soruşturma sürecinin etkinliği bakımından önemli olabilecek delillerin toplanması ve muhafazasına ilişkin danışmanlık sağlanmasıdır. Bu hizmet, olası hukuki risklerin önlenmesi ve başvuru sürecinin sistematik bir zemine oturtulması bakımından önem taşır.


SORUŞTURMA EVRESİ HİZMETLERİ


  • Şikayet dilekçesi ve eklerinin hazırlanması

    Suçtan zarar gören kişi veya kurum adına, mevzuata uygun şekilde ve olayın maddi ve hukuki nitelikleri dikkate alınarak Cumhuriyet Başsavcılığı’na sunulmak üzere şikayet dilekçesinin hazırlanması hizmetidir. Dilekçeye delil niteliği taşıyan belgeler, tanık beyanları ve gerekirse uzman görüşleri de eklenerek dosyanın bütüncül bir şekilde yapılandırılması amaçlanmaktadır.

  • Sulh Ceza Hakimlikleri tarafından verilen tutukluluk ve tedbir kararlarına itiraz

    Tutuklama, adli kontrol, el koyma gibi koruma tedbirlerine ilişkin olarak Sulh Ceza Hakimliği’nce verilen kararlara, CMK hükümleri doğrultusunda itiraz edilmesi, itiraz dilekçesinin hazırlanması, dosya içeriklerinin değerlendirilerek hukuka aykırılığın ileri sürülmesi ve kararın üst denetim merciince gözden geçirilmesinin sağlanması sürecini içerir.

  • El koyma kararlarına itiraz

    Koruma tedbiri olarak uygulanan eşya veya mal varlığı değerlerine el koyma kararına karşı, söz konusu kararın ölçülülük ve kanunilik ilkeleri doğrultusunda denetlenmesi talebiyle Sulh Ceza Hakimliği'ne itiraz edilmesi; gerektiğinde üçüncü kişi hak sahipliği iddialarının ileri sürülmesi hizmetini içerir.

  • Adli kontrol kararlarına itiraz

    Adli kontrol kararı ile kişiye yüklenen yükümlülüklerin ölçüsüz, gereksiz ya da hukuka aykırı olduğu durumlarda, bu tedbirin kaldırılması veya değiştirilmesi için Sulh Ceza Hakimliği’ne yapılan başvuruların yürütülmesi ve takip edilmesidir.

  • Takipsizlik kararlarına itiraz

    Soruşturma sonucunda kamu davası açılması için yeterli şüphe bulunmadığı gerekçesiyle verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı, müşteki sıfatıyla Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 173. maddesi uyarınca itiraz yoluna başvurulması ve dosyanın yeniden değerlendirilmesi amacıyla üst Cumhuriyet Başsavcılığı’na dilekçe ile başvuru yapılmasıdır.

  • Uzlaştırma süreçlerinde taraf temsili

    5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ve 6763 sayılı Kanun kapsamında yürütülen uzlaştırma süreci, ceza muhakemesinde mağdur ve şüpheli arasında alternatif uyuşmazlık çözüm yollarından biridir. Bu hizmet, tarafların hak ve menfaatlerini korumak üzere uzlaştırma müzakerelerine katılım sağlanması, görüşmelerin hukuki zeminde yürütülmesi, uzlaşma koşullarının açık, ölçülü ve denetlenebilir şekilde belirlenmesi, uzlaşma tutanağının ceza muhakemesi açısından geçerli sonuçlar doğuracak biçimde hazırlanması süreçlerini kapsar.

  • Gözaltı sürecine müdahale ve süreç takibi

    Kolluk kuvvetlerince gerçekleştirilen yakalama sonrası başlayan gözaltı sürecinde, şüphelinin kişi hürriyeti ve güvenliği ile savunma haklarının ihlal edilmesini önlemek amacıyla ivedi müdahale sağlanmasıdır. Bu kapsamda; gözaltı süresinin denetimi, avukatla görüşme hakkının sağlanması, sağlık kontrolü, gözaltı koşullarının izlenmesi, gözaltına alma tutanağı ve diğer belgelerin incelenmesi ile gözaltı süresinin uzatılmasına karşı itiraz gibi işlemler yürütülür.

  • Şüphelinin ifade stratejisinin belirlenmesi

    Şüphelinin ilk savunmasının, yargılamanın bütününü etkileyebileceği dikkate alınarak; olayın niteliği, delil durumu, isnadın yapısı ve hukuki seçenekler doğrultusunda, ifade öncesi ayrıntılı değerlendirme yapılması ve ifade sırasında kullanılacak hukuki stratejinin oluşturulmasıdır. Susma hakkının kullanımı, belirli konuların açıklanması veya belirli beyanların zamanlaması gibi taktiksel kararlar bu hizmetin kapsamındadır.

  • Delil sunma ve soruşturma sürecini etkileyici dilekçe sunumu

    Soruşturma dosyasına, şüphelinin lehine veya müştekinin iddialarını destekleyecek nitelikte belge, bilgi ve beyanların sunulması; ayrıca savcılık nezdinde dosyanın yönünü değiştirebilecek hukuki nitelikli dilekçelerin hazırlanmasıdır. Bu dilekçeler, CMK hükümlerine uygun olarak sunulan delillerin değerlendirilmesini talep eder ve somut olayda ceza soruşturmasının hukuka uygun biçimde yönlendirilmesine katkı sağlar.

  • Ceza hukuku kapsamında sosyal medya delil tespiti

    Sosyal medya platformlarında işlenen suçlara ilişkin dijital içeriklerin delil niteliğini koruyacak şekilde URL uzantısı alınarak tespiti, ekran görüntülerinin alınması, delilin doğrulanabilir biçimde kayıt altına alınması ve UYAP veya savcılık sistemine sunulmak üzere hukuki formatta hazırlanması işlemleridir. Özellikle hakaret, tehdit, iftira, özel hayatın gizliliğini ihlal gibi suçlarda büyük önem taşır.

  • Soruşturmaya konu olan fiilin hukuki nitelendirmesine itiraz

    Cumhuriyet savcılığı tarafından yapılan ilk değerlendirmede isnat edilen suç tipinin olayla örtüşmemesi hâlinde, fiilin farklı bir suça vücut verdiği veya ceza sorumluluğunu gerektirmediği yönündeki hukuki argümanlarla yapılan itirazları kapsar. Bu hizmet, özellikle katalog suçlara dayalı tedbirlerin kaldırılması veya şüpheli aleyhine ağır sonuçlar doğurabilecek yanlış tipik değerlendirmenin düzeltilmesi bakımından önemlidir.

  • Teknik takibe (CMK 135 vd.) karşı hukuki denetim ve itiraz

    İletişimin tespiti, dinlenmesi ve kayda alınması gibi özel soruşturma yöntemlerinin uygulanması sırasında, CMK 135 ve devamı maddelerde belirtilen ölçülülük, gereklilik ve hukuka uygunluk ilkeleri çerçevesinde yapılan işlemlerin denetlenmesi ve hukuka aykırı tedbirlere karşı Sulh Ceza Hakimliği nezdinde itirazda bulunulması sürecini içerir. Müdafilik açısından iletişim özgürlüğünün korunması bakımından kritik önemdedir.

  • Dijital delil toplama işlemlerine karşı hukuki müdahale

    Elektronik cihazlar üzerinde yapılan inceleme, kopyalama, çözümleme ve analiz işlemlerinde delilin elde edilme biçiminin CMK’ya uygun olup olmadığının değerlendirilmesi; kişisel verilerin ihlali, orantısız veri toplama veya yetkisiz erişim gibi ihlallerin tespiti hâlinde delilin reddi yönünde girişimlerin yapılması hizmetidir. Bu süreçte siber uzman görüşleri ve bilişim hukuku bilgisi de kullanılabilir.

  • CMK 172’ye göre verilen takipsizlik kararlarına karşı AYM’ye bireysel başvuru

    Savcılık tarafından verilen “kovuşturmaya yer olmadığına dair karar”a karşı yapılan itirazın reddi hâlinde, mağdurun etkili başvuru hakkı ve mahkemeye erişim hakkı kapsamında Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuruda bulunulması hizmetidir. Bu başvuru, CMK 173 süreci tüketildikten sonra yapılabilir ve adaletin yeniden tesisini amaçlar.

  • Göçmen ve sığınmacılar için gözetim altında müdafilik

    Yabancı uyruklu bireylerin, idari gözetim, sınır dışı etme veya ceza soruşturmalarına konu edilmeleri hâlinde; dil engeli, hukuki statü farkı ve kültürel dezavantajları gözetilerek, ifade alma ve savunma süreçlerinde uluslararası koruma normlarına uygun müdafilik yapılmasıdır.

  • Ceza ve idari disiplin soruşturmalarının koordinasyonu

    Kamu görevlileri, öğrenciler veya kurumsal çalışanlar hakkında aynı fiil nedeniyle hem ceza soruşturması hem de disiplin süreci başlatıldığında; bu süreçlerin çelişmemesi, hakların bütüncül biçimde korunması ve savunma stratejisinin her iki mecra için tutarlı yürütülmesi sağlanır. Disiplin soruşturmasında verilen kararların ceza dosyasına etkisi ve tersi yönlü etkileşimler de değerlendirilir.

  • CMK m.40 uyarınca eski hâle getirme başvurusu

    Ceza muhakemesi sürelerinin mücbir sebep veya haklı bir özür nedeniyle kaçırılması hâlinde, ilgilinin hak kaybına uğramaması için CMK m.40 gereğince eski hâle getirme başvurusunun hazırlanması ve sürecin takibi sağlanır. Özellikle itiraz, istinaf veya temyiz başvuru süreleri bakımından kritik sonuçlar doğurur.

  • Sosyal medyada lekelenmeme hakkının korunması (içerik kaldırma)

    Henüz hakkında ceza yargılaması başlamamış veya beraat etmiş kişilere ilişkin olarak, sosyal medya mecralarında kişilik haklarını ihlal edecek şekilde yer alan içeriklerin 5651 sayılı Kanun çerçevesinde kaldırılması ve arama motorlarından silinmesi için başvuru yapılmasıdır. Bu süreç Anayasa’daki “masumiyet karinesi” ve “özel hayatın gizliliği” ilkeleriyle de ilişkilidir.

  • Kamu görevlileri için 4483 sayılı Kanun uyarınca soruşturma izni takibi

    Kamu görevlilerinin görevleri sırasında işlediği iddia edilen suçlara ilişkin olarak, savcılığın doğrudan soruşturma yapabilmesi için ilgili idari makamdan alınması gereken soruşturma izninin (4483 sayılı Kanun gereği) izlenmesi; izin verilmemesi hâlinde idari yargı yoluna başvurulması süreçlerini içerir.


KOVUŞTURMA EVRESİ HİZMETLERİ


  • Asliye Ceza Mahkemelerinde sanık müdafiliği veya müşteki (suçtan zarar gören) vekilliği: Asliye Ceza Mahkemesi’nin görev alanına giren suçlara ilişkin yargılamalarda, sanık adına savunma hakkının etkin biçimde kullanılmasını teminen müdafilik ya da mağdur adına davaya katılmak üzere vekillik görevini üstlenerek davaya müdahil olunması, delillerin sunulması, tanıkların dinlenmesi ve tüm usuli işlemlerin takibi sağlanmaktadır.

  • Ağır Ceza Mahkemelerinde sanık müdafiliği veya müşteki (suçtan zarar gören) vekilliği: 5235 sayılı Kanun uyarınca ağır ceza yargılamasına tabi suçlar bakımından, sanığın ceza sorumluluğunun tespiti ya da mağdurun haklarının korunması amacıyla ceza yargılamasında taraf sıfatıyla müdafilik veya vekillik yapılması, delillerin değerlendirilmesi, mahkeme huzurunda beyan sunulması ve hüküm sürecinde hukuki temsilin sağlanmasıdır.

  • Duruşma stratejisi geliştirilmesi ve tanık sorgularının planlanması: Ceza muhakemesinde maddi gerçeğe ulaşma ve savunma hakkının etkin kullanımı açısından, duruşma öncesinde dosya analizi yapılarak olay örgüsüne uygun sorgu planı ve anlatı stratejisinin hazırlanmasıdır. Müdafi veya vekil sıfatıyla, tanıkların kronolojik, teknik ya da psikolojik kırılma noktalarına göre sorgulanması; çelişkilerin ortaya çıkarılması ya da beyanların güçlendirilmesi hedeflenir.

  • Cezanın şahsileştirilmesi (TCK m.61) için son savunma başvurusu: Hüküm öncesi son aşamada, cezanın failin kişiliğine, sosyal geçmişine, suçu işleme saiki ve suçun işleniş biçimine göre takdiren hafifletilmesi için TCK m.61 kapsamında mahkemeye sunulan savunmadır. Bu aşamada, iyi hâl, pişmanlık, sosyal ilişkiler ve suçun doğurduğu sonuçlara dair kişiselleştirici unsurlar vurgulanır.

  • Delillerin hukuka aykırılığına ilişkin itiraz: Ceza muhakemesinde “hukuka aykırı elde edilen delillerin hükme esas alınamayacağı” kuralı çerçevesinde; arama, el koyma, dinleme, teknik takip gibi işlemlerde usule aykırılıklar varsa, bu delillerin dosyadan çıkarılması ve değerlendirme dışı bırakılması için mahkemeye yapılan itirazdır. Bu itiraz, adil yargılanma ilkesini koruma işlevi görür.

  • Bilirkişi raporlarına itiraz sunulması: Mahkeme tarafından alınan bilirkişi raporunun eksik, hatalı veya taraflı olması hâlinde, yasal süre dahilinde rapora karşı itirazlarımızın mahkemeye sunulması işlemidir.

  • Tutukluluğun orantısızlığına karşı periyodik itiraz ve tahliye başvurularının yapılması: Kovuşturma sürecinde devam eden tutukluluğun ölçülülük ilkesine aykırı hale gelmesini önlemek için periyodik ve gerekçeli tahliye taleplerinin hazırlanması, AYM ve AİHM kararlarıyla desteklenmesi.

  • Ceza sorumluluğunu kaldıran veya azaltan nedenlerin (meşru müdafaa, zorunluluk hâli vb.) ileri sürülmesi: Sanığın davranışının hukuka aykırı olmadığına ya da kusurunun bulunmadığına ilişkin maddi olayların tespit edilerek mahkemenin takdirine sunulması, bu doğrultuda beraat ya da ceza indirimi sağlanması.

  • Karar öncesi iddia makamının esas hakkındaki mütalaasına karşı gerekçeli savunma dilekçesi sunularak beraat veya ceza indirimi için son mütalaa hazırlanması: Cumhuriyet Savcısının esas hakkındaki mütalaasına karşı kapsamlı ve sistematik bir yazılı savunma sunularak mahkemenin hüküm verirken sanık lehine değerlendirme yapmasının sağlanması.

  • Mağdurun vekili olarak ceza davasında katılma ve cezanın artırılması taleplerinin sunulması: Mağdurun veya suçtan zarar görenin haklarını temsilen kovuşturma sürecine katılınması, fail hakkında daha ağır cezanın uygulanmasını destekleyecek hukuki argümanların ileri sürülmesi.

  • HAGB karanının talebi ve denetim süresinin takibi: Ceza Muhakemesi Kanunu m.231 kapsamında hükmün açıklanmasının geri bırakılması talebiyle, sanığın sabıkasızlığı, zarar telafisi, duruşmalardaki tutumu gibi kriterlerin sağlandığı gerekçelendirilerek mahkemeye sunulması ve kararın verilmesi hâlinde, denetim süresinde yükümlülüklere uygun davranılıp davranılmadığının izlenmesi hizmetidir.

  • Taksirli suçlarda kusur indirimi sağlanması: Özellikle trafik kazası, iş kazası ve mesleki ihmal dosyalarında, failin kastı bulunmaksızın, yalnızca dikkatsizlik veya öngörülebilirliği ihlal ile suç işlendiği durumlarda; eylemin ağırlığına ve kusur derecesine göre cezada indirim sağlanması için savunma geliştirilmesidir. Teknik bilirkişi raporları bu süreçte sıkça kullanılır.

  • Manevi tazminat taleplerinin çerçevesinde savunma veya vekillik: Ceza yargılamasına bağlı olarak müşteki tarafından ileri sürülen manevi tazminat taleplerine karşı sanık adına savunma yapılması ya da müşteki vekili sıfatıyla tazminat isteminde bulunulmasıdır. Suçun ağırlığı, zarar görenin durumu, sanığın ekonomik gücü ve toplumsal etkiler gibi unsurlar dikkate alınır.

  • Rızanın ceza sorumluluğuna etkisinin belirlenmesi: Bazı suç tiplerinde (özellikle cinsel dokunulmazlığa karşı suçlar, beden dokunulmazlığı, malvarlığına karşı suçlar) mağdurun açık ve bilinçli rızasının bulunması hâlinde ceza sorumluluğunun ortadan kalkıp kalkmadığı veya hukuki etki doğurup doğurmadığı tartışılır. Bu hizmet, rızanın geçerlilik şartlarını hukuki ve fiilî boyutuyla irdelemeyi içerir.

  • Gizli tanık uygulamalarına itiraz: Gizli tanığın kimliğinin açıklanmaması, savunma hakkının sınırlandırılması anlamına gelebileceğinden; tanığın beyanlarının güvenilirliği, diğer delillerle desteklenip desteklenmediği ve hukuka uygun dinlenip dinlenmediği değerlendirilerek tanıklığın geçerliliğine itiraz edilir. Özellikle tek başına mahkûmiyetin dayanağı yapıldığı hâllerde bu hizmet kritik öneme sahiptir.

  • Yabancı sanıklar için çeviri hakkının korunması: CMK m.202 uyarınca, Türkçe bilmeyen sanıkların savunma hakkının sağlıklı kullanabilmesi için tarafsız ve yeterli düzeyde tercüman atanması zorunludur. Bu hizmet, çevirinin doğruluğunun denetlenmesi, eksik/yanlış çeviri hâllerinde müdahale edilmesi ve gerektiğinde tercümanın değiştirilmesini talep etme süreçlerini kapsar.

  • Tanık ve mağdur koruma tedbirlerine karşı müdahale: Ceza yargılamasında, tanık veya mağdurun beyanlarını baskı altında veya yönlendirilmiş biçimde vermesi riskine karşı uygulanan koruma tedbirlerine (örneğin gizli dinleme, ayrı salonda dinlenme) karşı, bu tedbirlerin ölçülü olup olmadığının denetlenmesi ve gerekirse itiraz edilmesi hizmetidir. Savunmanın etkili biçimde yürütülmesi açısından önemlidir.

  • Medyada yargılamaya ilişkin önyargıyı önlemeye yönelik başvuru: Ceza davası sürecinde basın-yayın organlarında çıkan haberlerin sanığın lekelenmeme hakkını ihlal etmesi, adil yargılanmayı etkilemesi veya mahkeme nezdinde önyargı oluşturması hâlinde; medya kuruluşları, Basın Konseyi ve/veya mahkeme nezdinde içerik düzeltme, tekzip veya yayın yasağı taleplerinin ileri sürülmesidir.

  • Şirket yöneticilerinin ceza sorumluluğunda kurumsal temsili: Tüzel kişiler hakkında doğrudan ceza sorumluluğu olmasa da, temsilcilerin fiilleri nedeniyle şirketin faaliyetinin durdurulması, malvarlığına el konulması gibi sonuçlar doğabilir. Bu hizmet, yönetici lehine ceza savunmasının yanında, şirketin kurumsal menfaatlerini koruyacak hukuki stratejilerin de geliştirilmesini içerir.

  • Kamu görevlisinin görev suçlarında yetki itirazı ve ön izin takibi: Kamu görevlileri hakkında görevleri nedeniyle açılan ceza davalarında, 4483 sayılı Kanun çerçevesinde gerekli olan soruşturma izni alınmadan işlem yapılmışsa, yetki ve usul itirazı ileri sürülmesi; izin sürecinin eksikliği nedeniyle davanın düşmesi veya yargılamanın durdurulması taleplerinin hazırlanmasıdır.

  • Uzun süren kovuşturmalarda makul sürede yargılanma hakkı ihlali iddiasının ileri sürülmesi: Dava sürecinin gereksiz yere uzatılması halinde, Anayasa’nın 36. maddesi ve AİHS madde 6 çerçevesinde makul sürede yargılanma hakkı ihlali savunmasının yapılması.

OLAĞAN KANUN YOLLARI HİZMETLERİ (İSTİNAF-TEMYİZ)


  • İstinaf ve temyiz dilekçesi hazırlanması: Yerel mahkeme kararlarına karşı, 6100 sayılı HMK ve 5271 sayılı CMK hükümleri uyarınca üst dereceli mahkemelere yapılacak başvuruların esasını oluşturan istinaf ve temyiz dilekçelerinin hazırlanması hizmetidir. Bu dilekçelerde, hükmün maddi veya hukuki yönden denetlenmesini sağlayacak gerekçeli itirazlar, usul kurallarına uygun biçimde ve delil temelli olarak sunulur.

  • Kararların gerekçesizliğine dayalı istinaf/temyiz başvurusu: Anayasa m.141, CMK m.34 ve AİHS m.6 uyarınca mahkeme kararlarının gerekçeli olması zorunludur. Hükmün dayanaklarının açıklanmadığı, sadece soyut ifadeler içerdiği veya çelişkili biçimde kurulduğu durumlarda, gerekçesizlik nedeniyle hukuka aykırılığın ileri sürülerek kararın kaldırılması veya bozulması talep edilir.

  • Ceza zaman aşımına dayalı temyiz: Mahkemece verilen mahkûmiyet kararının, dava veya ceza zamanaşımı süresi içinde sonuçlandırılmaması hâlinde, CMK m.223 ve TCK m.66 çerçevesinde zamanaşımı nedeniyle davanın düşmesi gerektiğine dair temyiz başvurusunun hazırlanmasıdır. Bu itirazlar, özellikle uzun süren soruşturma ve kovuşturma süreçlerinde önem taşır.

  • Hatalı hukuki nitelendirme nedeniyle temyiz: Yerel mahkemenin, sabit kabul ettiği eylemi yanlış bir suç tipi kapsamında değerlendirmesi hâlinde; sanığın aleyhine sonuç doğuran bu hukuki hataya karşı CMK m.289/1-e kapsamında temyize gidilmesi mümkündür. Bu hizmet, cezanın haksız biçimde ağırlaştırıldığı veya failin sorumluluğunun yanlış şekilde belirlendiği hâllerde kullanılır.

  • Temyizde lehe yasa uygulanması talebi: TCK m.7 gereğince, sanığın lehine olan kanun değişikliklerinin derhal uygulanması esastır. Yerel mahkemece daha sonra yürürlüğe giren lehe yasa dikkate alınmadan verilen hükümlere karşı, bu durumun tespiti ve uygulanması için temyiz başvurusu yapılmasıdır. Lehe yasanın belirlenmesinde kıyaslamalı analiz yapılır.

  • İstinaf ve temyizde usul hatalarına dayalı başvuru: Mahkemenin usule ilişkin yükümlülüklerini yerine getirmemesi (örneğin iddianamenin okunmaması, sanığın yokluğunda karar verilmesi, tanıkların dinlenmemesi) gibi durumlarda, CMK m.289’da sayılan veya içtihatlarla şekillenen usul ihlallerine dayanılarak üst mahkemeye başvuru yapılmasıdır.

  • İstinaf aşamasında gerekçeli savunma dilekçesi: İlk derece mahkemesince verilen karara karşı yapılan istinaf başvurusu sonrasında, Bölge Adliye Mahkemesi’nce yeniden duruşma yapılması ya da dosya üzerinden karar verilmesi durumlarında, sanığın savunma haklarını korumak ve itiraz gerekçelerini detaylandırmak amacıyla yazılı savunma dilekçesi hazırlanmasıdır.

  • CMK 289 kapsamındaki mutlak hukuka aykırılıkların ileri sürülmesi: Ceza Muhakemesi Kanunu m.289’da sayılan mutlak hukuka aykırılık hâllerine (örneğin doğal hâkim ilkesine aykırılık, savunma hakkının engellenmesi, hükmün yokluğunda kurulması) dayanılarak temyiz başvurusu yapılmasıdır. Bu başvurular, bozma sonucunu doğurabilecek niteliktedir ve temyiz merciince re’sen dikkate alınır.

  • İstinaf/temyiz kararları sonrasında müvekkilin bilgilendirilmesi ve karar takibi: Üst mahkemeden gelen kararın içeriği, gerekçesi ve sonuçları konusunda müvekkilin yazılı veya sözlü olarak bilgilendirilmesi; kararın infaza etkisi, yeniden yargılama olasılığı veya anayasal başvuru yollarının değerlendirilerek sürecin yönlendirilmesi hizmetidir.

OLAĞANÜSTÜ KANUN YOLLARI HİZMETLERİ


  • Yargılamanın yenilenmesi başvurusu (CMK m.311 vd.): Kesinleşmiş ceza yargılaması kararlarının, sonradan ortaya çıkan yeni delil veya hukuki durumlar nedeniyle yeniden incelenmesini mümkün kılan olağanüstü bir kanun yoludur. CMK m.311 vd. hükümleri uyarınca, beraat veya mahkûmiyet kararlarının, maddi gerçeğe aykırı şekilde tesis edildiği durumlarda, yargılamanın tekrarı talep edilebilir. Bu hizmet, yenileme sebeplerinin tespiti, başvurunun hazırlanması, kabulü hâlinde yeniden yargılama sürecinin takibi ve savunmanın yeniden yapılandırılmasını kapsar.

  • Kanun yararına bozma başvurusu (CMK m.309): Kesinleşmiş bir ceza hükmünde açık ve bariz bir hukuka aykırılık bulunması hâlinde, sanık lehine veya aleyhine olmayacak şekilde hükmün bozulması için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı nezdinde yapılan başvurudur. Bu hizmet, kanun yararına bozma sebeplerinin belirlenmesi, dilekçenin hazırlanması ve sürecin takibi ile Yargıtay’a intikal ettirilmesine yönelik işlemleri içerir.

  • AYM’ye bireysel başvuru (adil yargılanma hakkı ihlali, özgürlük ve güvenlik, adil yargılanma, makul süre vb.): Anayasa m.148 ve 6216 sayılı Kanun uyarınca, kamu gücü tarafından temel hak ve özgürlüklerin ihlal edilmesi durumunda kişilerin bireysel başvuru hakkı bulunmaktadır. Bu kapsamda, ceza muhakemesi sürecinde makul sürede yargılanmama, gerekçesiz tutuklama, savunma hakkının engellenmesi gibi ihlallere karşı AYM’ye başvuru yapılır. Bu hizmet, başvuru dilekçesinin sistematik ve içtihatlara uygun biçimde hazırlanması, kabul edilebilirlik ve esas değerlendirmelerine ilişkin takip sürecini kapsar.

  • AYM ihlal kararlarının uygulanmasının takibi: Anayasa Mahkemesi’nce verilen ihlal kararlarının uygulanması süreci, ilgili mahkeme ve idari makamlar nezdinde titizlikle takip edilmelidir. Bu hizmet, ihlal kararının ilgili yargı merciine bildirilmesi, yeniden yargılama talebinin sunulması, gerekirse infazın durdurulması ve kararın fiilen icrasına yönelik işlemleri içerir.

  • AİHM’e başvuru (adil yargılanma hakkı ihlali, ifade özgürlüğü, işkence yasağı, özel yaşam vb.): Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi kapsamındaki hakların, devlet tarafından ihlal edildiği ve iç hukuk yollarının tüketildiği hâllerde, bireyler Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvuru yapabilir. Bu hizmet, başvurunun kabul edilebilirliği, zaman aşımı, mağdur sıfatı gibi şekli şartlara uygun olarak hazırlanması ve esas yönünden AİHM içtihatlarına dayandırılması sürecini içerir.

  • İhlal kararına dayalı yeniden yargılama sürecinin yürütülmesi: AYM veya AİHM tarafından verilen ihlal kararları doğrultusunda, yargılamanın yenilenmesi veya kararın kaldırılması amacıyla yerel mahkeme nezdinde başvuruda bulunulması ve bu sürecin yeniden yapılandırılmış savunma stratejileriyle yürütülmesidir. Bu hizmet, ihlalin niteliğine uygun biçimde yeniden yargılama talebinin hazırlanmasını ve duruşma süreçlerinin izlenmesini kapsar.

  • Gıyapta yargılanan sanık lehine yeniden yargılama (CMK m.311/1-g): Sanığın, savunma hakkını fiilen kullanmadığı ve hakkında yokluğunda hüküm kurulduğu durumlarda, CMK m.311/1-g uyarınca yargılamanın yenilenmesi talep edilebilir. Bu başlık, usule aykırı şekilde alınan kararların savunma hakkının ihlali temelinde yeniden yargılama ile giderilmesini hedefler.

  • Delil olarak kullanılan gizli tanık beyanları nedeniyle yeniden yargılama: Gizli tanık beyanlarının, hükme esas tek delil olarak kabul edilmesi ya da savunma hakkının zedelenecek biçimde sınırlı incelenmesi durumlarında, yargılamanın yenilenmesi mümkündür. AİHM ve AYM içtihatları ışığında bu beyanların yargılamanın adil yürütülmesini engellediği gerekçesiyle yeniden yargılama talep edilir.

  • Hatalı bilirkişi raporları nedeniyle yargılamanın yenilenmesi: Yargılama sırasında alınan bilirkişi raporunun somut maddi hatalar içermesi veya gerçeğe aykırı şekilde hazırlanmış olması hâlinde, hükmün dayandığı bu raporun yanlışlığını ortaya koyacak yeni raporlarla yargılamanın yenilenmesi talep edilebilir. Bu hizmette yeni teknik veriler, uzman görüşleri ve karşı bilirkişi raporları kullanılır.

  • Haksız tutukluluğa karşı tazminat davası (CMK m.141 vd.): Tutuklama, gözaltı veya mahkûmiyet gibi ceza muhakemesi tedbirlerinin hukuka aykırı şekilde uygulanması sonucu kişilerin uğradığı maddi ve manevi zararların tazmini amacıyla Adalet Bakanlığı aleyhine açılan davalardır. Bu hizmet, CMK m.141 ve devamı maddeleri uyarınca tazminat talebinin hazırlanması, zararın belgelenmesi ve usule uygun olarak başvuru sürecinin yürütülmesini kapsar.


İNFAZ EVRESİ HİZMETLERİ


  • İnfaz erteleme müracaatları ve takibi: Kesinleşmiş bir hapis cezasının infazına ilişkin olarak, 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun uyarınca; sağlık, eğitim, ailevi sebepler ya da diğer hukuki nedenlerle infazın ertelenmesi talebinin hazırlanması ve infaz savcılığı nezdinde takip edilmesi sürecidir.

  • Cezaevinde tutuklu ve hükümlü ziyaretleri yapılması: Tutuklu veya hükümlü şahısla ceza infaz kurumunda görüşme gerçekleştirilerek, dosya hakkında bilgilendirme yapılması, savunma stratejisinin belirlenmesi ve yargılama sürecine dair gelişmelerin aktarılması amacıyla gerçekleştirilen avukat görüşmeleri kapsamındadır.

  • Açık cezaevine geçiş taleplerinin hazırlanması: 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ve ilgili yönetmelikler çerçevesinde, kapalı ceza infaz kurumunda bulunan hükümlünün, koşulları sağladığı takdirde açık ceza infaz kurumuna geçirilmesi mümkündür. Bu hizmet, geçişe engel bir disiplin cezası veya yasal engel olup olmadığının tespiti, geçiş kriterlerinin karşılanıp karşılanmadığının değerlendirilmesi ve açık cezaevine nakil talebine ilişkin dilekçenin hazırlanmasını kapsar.

  • Cezaevinde eğitim ve sosyal haklara erişim başvuruları: Hükümlü ve tutukluların, Anayasa ve uluslararası sözleşmeler uyarınca sahip oldukları eğitim hakkı, sosyal faaliyetlere katılım, mesleki beceri edinme, kitap temini ve dış dünya ile iletişim gibi haklara erişimi sağlamak amacıyla cezaevi idaresine veya infaz savcılığına yapılan başvurulardır. Bu hizmet, talep dilekçelerinin hazırlanması ve idari engellerin aşılması yönünde izlenecek hukuki sürecin planlanmasını içerir.

  • Cezaevi disiplin cezalarına karşı infaz hâkimliğine başvuru: Ceza infaz kurumlarında hükümlü veya tutuklulara verilen disiplin cezalarının (örneğin ziyaretçi yasağı, etkinliklerden men, hücre cezası) hukuka uygunluğunun denetlenmesi amacıyla infaz hâkimliğine yapılan başvurudur. Bu hizmet, cezanın sebebi, usulü ve delil durumu yönünden değerlendirilmesi ve iptal talebinin hazırlanmasını kapsar.

  • Denetimli serbestlik ihlali durumunda yeniden başvuru: Denetimli serbestlik sürecinde yükümlülüklere aykırı davranılması hâlinde cezanın kapalı infaza çevrilmesi mümkündür. Ancak ihlalin mazeretle açıklanabilir olması veya ihlalin giderilmesi durumunda, infaz savcılığına veya denetimli serbestlik müdürlüğüne yeniden başvuru yapılabilir. Bu hizmet, ihlalin niteliğine göre yeniden serbestlik tedbirine dönüş başvurusunun hazırlanmasını içerir.

  • Konutta infaz başvurusu (hamile, yaşlı, hasta hükümlüler için): 5275 sayılı Kanun’un 105/A maddesi uyarınca; hamile, 65 yaşını aşmış, ağır hastalığı olan veya engelli hükümlüler için, belirli süreli hapis cezalarının konutta infaz edilmesi mümkündür. Bu hizmet, sağlık raporlarının toplanması, infaz savcılığına sunulacak başvurunun hazırlanması ve sürecin etkin takibini içerir.

  • Ceza zaman aşımı nedeniyle infazın durdurulması: Mahkemece verilen ceza hükmünün belirli bir sürede infaz edilmemesi hâlinde cezanın zamanaşımına uğraması mümkündür. TCK m.68 ve ilgili infaz mevzuatı çerçevesinde, cezanın zamanaşımına uğradığının tespiti hâlinde infaz savcılığına başvurularak infazın durdurulması ve ceza kaydının silinmesi talep edilir. Bu hizmet, sürenin doğru hesaplanması ve gerekli başvuruların yapılmasını kapsar.

KARMA VE ÇOK AŞAMALI HİZMETLER


  • Ceza soruşturmasına paralel açılmış tazminat veya disiplin soruşturmalarının koordinasyonu: Ceza soruşturması ile eş zamanlı yürütülen tazminat ve disiplin süreçlerinin birbirini etkilemeyecek şekilde yönetilmesini, olası çelişkili sonuçların önlenmesini ve müvekkil lehine en bütüncül savunma stratejisinin oluşturulmasını kapsar.

  • Ceza soruşturmasının medya etkilerinin yönetimi (itibar koruma): Soruşturmanın medyaya yansımasının kişi veya kurum itibarı üzerindeki olumsuz etkilerinin en aza indirilmesi amacıyla hukuki çerçevede bilgilendirme, yalan haberlerle mücadele ve iletişim stratejileri geliştirilmesini içerir.

  • Ceza dosyasında kişisel verilerin Kişisel Verilerin Korunması Kanunu kapsamında korunması: Soruşturma ve kovuşturma süreçlerinde toplanan kişisel verilerin hukuka aykırı şekilde ifşasının önlenmesi, verilerin yalnızca meşru amaçlarla işlenmesi ve veri sorumlularının denetimi için Kişisel Verilerin Korunması Kanunu hükümleri uyarınca başvuruların yapılmasıdır.

  • Temel haklarla çatışan ceza normlarında AİHM standartlarına dayalı savunma: Ceza normunun ifade özgürlüğü, özel hayatın gizliliği veya mülkiyet hakkı gibi temel haklarla çatıştığı durumlarda, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihatları temelinde norm denetimi ve savunma stratejisi geliştirilmesidir.

  • Şirketler için ceza soruşturmalarının ekonomik ve itibar etkilerine karşı risk danışmanlığı: Kurumsal yapılar açısından ceza soruşturmalarının operasyonel, finansal ve kamuoyundaki etkilerini azaltmaya yönelik proaktif danışmanlık hizmetlerinin sunulması ve kriz yönetimi stratejilerinin belirlenmesidir.

  • Ceza yargılamasında içtihatlara aykırı kararların üst denetim yoluyla düzeltilmesi: İlk derece mahkemelerince verilen kararların yerleşik yüksek yargı içtihatlarına aykırı olması hâlinde, istinaf ve temyiz yollarıyla hukuka uygun karar elde edilmesi için başvuruların hazırlanması ve takibi hizmetidir.

  • Nefret suçu ve ayrımcılık temelli davalarda mağdur vekilliği: Etnik köken, cinsel yönelim, cinsiyet kimliği, din veya engellilik temelli nefret suçlarında mağdurun etkin biçimde temsil edilerek haklarının korunması, tazminat ve yaptırım taleplerinin dile getirilmesidir.

  • Suç eşyasının müsaderesi durumunda üçüncü kişi hak sahipliği başvuruları: Müsadere edilen malın üçüncü kişilere ait olduğunun iddia edildiği durumlarda, mülkiyet hakkı ihlaline karşı ilgili kişilerin haklarını ileri sürebilmesi için müsadere kararına itiraz süreçlerinin yürütülmesidir.

  • Sanat, basın ve akademi alanında ifade özgürlüğüne dayalı ceza davalarında savunma: Sanatsal üretim, haber yapma veya akademik görüş açıklama faaliyetleri nedeniyle açılan ceza davalarında, ifade özgürlüğü odaklı ve AİHM içtihatlarıyla uyumlu savunma stratejilerinin geliştirilmesidir.

  • Ceza yargılamasına dayalı işten çıkarma ve sosyal güvenlik etkilerine karşı hukuki destek: Ceza soruşturması veya mahkumiyetin iş akdine etkisi ile sosyal güvenlik hakları üzerindeki sonuçlarına karşı bireyin iş hukuku ve idare hukuku bağlamında korunmasına yönelik hukuki destek verilmesidir.

  • Adli sicil ve arşiv kaydının silinmesi başvuruları: Hakkında mahkûmiyet kararı verilmiş bireylerin, cezanın infazı sonrası kanunda öngörülen şartlar dahilinde adli sicil ve arşiv kayıtlarının silinmesi için gerekli hukuki başvuru ve takip süreçlerinin yürütülmesidir.

  • Ölümle sonuçlanan olaylarda hem ceza hem tazminat sürecinin koordinasyonu: Ölümle sonuçlanan vakalarda, ceza soruşturması ve kovuşturması ile birlikte maddi ve manevi tazminat taleplerinin eş zamanlı ve uyumlu biçimde yürütülmesini sağlayan bütünleşik hukuki temsildir.

  • Hatalı çeviri nedeniyle ifade hakkının ihlaline karşı yeniden yargılama: Ceza yargılamasında tercüme hataları sebebiyle sanığın savunma hakkının ihlal edilmesi durumunda, adil yargılanma hakkının sağlanması amacıyla yeniden yargılama talebinde bulunulmasıdır.

  • Şikâyet süresinin kaçırılması hâlinde yenilik doğuracak başvuru yollarının araştırılması: Hak düşürücü sürenin geçirilmiş olması halinde olağanüstü kanun yolları, Anayasa Mahkemesi bireysel başvurusu veya AİHM başvurusu gibi alternatif hukuki yolların araştırılması ve başlatılmasıdır.

  • İmar, çevre ve yapı mevzuatı kaynaklı ceza dosyalarında çok disiplinli savunma hazırlanması: İmar kirliliğine neden olma, çevrenin kirletilmesi veya ruhsatsız yapı suçu gibi teknik içeriği olan ceza dosyalarında şehir plancısı, çevre mühendisi gibi uzmanların katkısıyla oluşturulan savunma stratejilerinin ceza ve idari yollarla birlikte takibi.

  • Ceza Soruşturmasında Fikri Mülkiyet Haklarının Korunması (Telif, Marka, Patent Suçları): Fikri mülkiyet haklarına ilişkin ceza hükümleriyle birlikte, fikri hakkın varlığına, ihlalin türüne ve sınırına ilişkin hukuk davası verileriyle desteklenen çok boyutlu vekillik ve danışmanlık hizmeti sunulması.

  • Aynı Fiil Nedeniyle Açılmış Ceza, Hukuk ve İdari Davaların Stratejik Eşgüdümü: Örneğin bir trafik kazasında hem ceza davası, hem tazminat davası, hem de idari para cezası sürecinin eş zamanlı yürütüldüğü durumlarda; tüm dosyaların birbiriyle uyumlu takibi ve çapraz savunma imkanlarının kullanılması.

  • Kolektif Protesto ve Toplantılara Katılım Nedeniyle Açılan Ceza Davalarında Hukuk-Toplum Eksenli Savunma: Toplantı ve gösteri yürüyüşüne katılım, barışçıl eylemler ve protesto hakkı çerçevesinde açılan davalarda, anayasal hakların özünü koruyacak biçimde kamusal faydaya dayalı savunma kurulması.

  • Aile İçi Şiddet Davalarında Ceza, Aile ve İdare Hukuku Süreçlerinin Entegre Temsili: 6284 sayılı Kanun, nafaka, velayet gibi özel hukuk süreçleriyle, ceza yargılamasının kesiştiği durumlarda; kadın, çocuk veya aile bireyi lehine eşgüdümlü, çok disiplinli savunma ve vekillik yapılması.

  • Ceza Hukuku Kapsamında Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu Başvuru ve Süreç Takibi Hizmeti: Ceza yargılaması sürecinde müvekkilin kötü muamele, ayrımcılık veya temel hak ihlallerine maruz kalması hâlinde, Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu (TİHEK) nezdinde başvuru yapılması ve sürecin takibine yönelik hukuki hizmettir.