İcra ve İflâs Kanunu Uyarınca Elektronik Ortamda Yapılacak Satışlarda 2025 Yönetmelik Değişikliği ile Getirilen Yeni Usuller ve Hukukî Değerlendirme
24 Nisan 2025 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan değişiklikle, İcra ve İflâs Kanunu uyarınca elektronik ortamda yapılacak satışlarda teminat oranları artırılmış, açık artırma sürecine dinamik uzatma kuralı getirilmiş ve örnek belgeler güncellenerek, satış işlemlerinin daha güvenli, şeffaf ve rekabetçi bir zeminde gerçekleştirilmesi amaçlanmış; bu düzenlemeler, temel haklar, içtihatlar ve hukuk güvenliği ilkesi ışığında yeniden değerlendirilmiştir.
Avukat Dr. Tolga Ersoy | 27/04/2025
İcra ve İflâs Kanunu uyarınca elektronik ortamda yapılacak satışların usulüne dair yönetmelikte 24 Nisan 2025 tarihinde yapılan değişiklik, cebrî icra sürecinin dijitalleşmesi bakımından mühim bir adım teşkil etmektedir. Söz konusu yönetmelik değişikliği, yalnızca teknik düzenlemeler içermekle kalmamakta; aynı zamanda uygulamada doğabilecek ihtilafların çözümüne katkı sunabilecek mâhiyette hükümler ihtiva etmektedir. Bu itibarla, yönetmelik değişikliği, mülkiyet hakkının icra hukuku bağlamında korunması açısından yeniden mütalaa edilmelidir.
Yapılan değişiklikle birlikte, özellikle satış bedelinin belirlenmesi ve açık artırma sürecinin işleyişine ilişkin hükümler, daha belirgin ve işlevsel hâle getirilmiştir. Önceki düzenlemede binde bir oranında tahsil edilen teminatın, “binde beş” olarak revize edilmesi ve her hâlükârda alınacak asgarî teminat tutarının “yüz Türk lirası”ndan “bin Türk lirası”na çıkarılması, satışın ciddiyetine ve ihale disiplinine katkı sağlayacak bir düzenlemedir. Bu düzenleme, bilhâssa kötü niyetli teklif sahiplerinin önüne geçilmesini hedeflemektedir.
İcra hukuku açısından, malvarlığı değerlerinin hızlı ve etkin şekilde paraya çevrilmesi zarurîdir. Hâliyle, elektronik ortamda gerçekleştirilen satışların şeffaf, denetlenebilir ve güvenli olması, kamu yararının temini bakımından izahtan varestedir. Bu bağlamda yapılan teknik güncellemeler, sadece usulî düzeltmeler değil; aynı zamanda hukukî güvencelerin pekiştirilmesidir.
Burada şu sual akla gelebilir: Elektronik ortamda yapılan satışların artırma süresi neden uzatılmaktadır? Bu uygulama, katılımın artırılması ve gerçek piyasa değerinin belirlenmesi amacıyla getirilmiştir. Böylelikle, teklif verenlerin son dakikada işlem yaparak artırmayı tekelleştirmesi ihtimali bertaraf edilmekte; müzayede adeta dinamik bir ekonomik pazarlık alanına dönüşmektedir.
Yönetmeliğe eklenen hüküm gereği, açık artırmanın son on dakikasında gelen tekliflerle süre üçer dakikalık uzamalarla devam edecek; ancak bu uzamalar toplamda bir saati geçemeyecektir. Bununla birlikte, bu sürenin Adalet Bakanlığınca kısaltılması, uzatılması veya tamamen kaldırılması da mümkün kılınmıştır. Bu hüküm, uygulama esnekliği bakımından yerinde bir düzenleme olarak telâkki edilmektedir.
Zikredilen yönetmelik değişikliğiyle, örnek belge olan No: 52’nin de güncellenmiş olması, icra işlemlerinde yeknesaklığın sağlanması açısından elzemdir. Zira uygulayıcılar ekseriyetle bu örnek belgeleri kullanarak işlem tesis etmekte; farklı yorumların önlenmesi de bu standart belgeler sayesinde mümkün olmaktadır.
Yapılan bu düzenlemelerin Anayasa Mahkemesi içtihatları çerçevesinde de mütalaa edilmesi gerekir. Zira Mahkeme, daha önceki kararlarında usule ilişkin düzenlemelerin temel haklara müdahale niteliği taşıyabileceğini belirtmiş, bunun orantılılık ve ölçülülük ilkeleri kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini vurgulamıştır. Bu bağlamda, satış sürecine dair getirilen teknik sınırlamalar, hukuk devleti ilkesiyle çelişmemelidir.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin malvarlığı haklarına ilişkin içtihatlarında, mülkiyet hakkının yalnızca fiilî korumayı değil, aynı zamanda erişilebilir bir hukukî zemin üzerinde tesis edilmesini de şart koştuğu görülmektedir. Bu minvalde, elektronik ortamda yapılan satışlara dair düzenlemelerin erişilebilir, öngörülebilir ve ölçülü olması zarurîdir.
Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarında da ihalenin şeffaf ve rekabeti engellemeyecek biçimde yapılması gerektiği vurgulanmaktadır. Bu sebepledir ki, artırma sürelerine getirilen sınırlar ve Bakanlık takdir yetkisi, belirli ölçütlere dayandırılmalı; aksi hâlde keyfilik eleştirilerine mâruz kalabilir.
Burada bir başka sual sorulabilir: Açık artırma sürelerinin Bakanlık kararıyla değiştirilmesi, hukukî güvenlik ilkesini zedeler mi? Bu soruya cevap olarak, Bakanlık kararlarının resmî internet sitesinde yayımlanacağına dair düzenleme, keyfîliğin önüne geçmekte ve hukukî belirliliği temin etmektedir. Ancak bu kararların gerekçeli olması da mülâhaza edilmelidir.
Elektronik satış sisteminin teknik altyapısı, kullanıcı dostu olması ve veri güvenliği gibi hususlarla doğrudan ilintilidir. Hâl böyleyken, yapılan her düzenleme aynı zamanda kişisel verilerin korunmasına ilişkin hukuki mükellefiyetleri de beraberinde getirmektedir. Bu mefhum çerçevesinde, satışa ilişkin dijital verilerin arşivlenmesi ve gerektiğinde denetlenebilir hâlde tutulması müstesna bir önem arz etmektedir.
İcra satışlarının elektronik ortama taşınması, mahkemelerin iş yükünü azaltırken, tarafların işleyişe daha etkin katılımını da sağlamaktadır. Bu durum, bilâkis adaletin tecellisine hız kazandırmakta; “geciken adalet, adalet değildir” ilkesini somutlaştırmaktadır.
Uygulamada karşılaşılan sorunlardan biri, ilgisiz kişilerin sırf fiyat yükseltmek amacıyla artırmaya katılmasıdır. Bu tür eylemler, ihale feshi davasına konu olabilmektedir. Yeni düzenleme ile teminat miktarının artırılması, bu tür kötü niyetli eylemlerin önüne geçilmesi bakımından isabetli bir adımdır.
Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Daireleri’nin son dönem kararlarında, artırma sürecinde yapılan teknik hataların ihalenin feshine yol açabileceği belirtilmektedir. Bu sebeple, örnek belgelerin güncellenmesi ve açık artırmanın dijital altyapısının standartlara uygun olması önem taşımaktadır. Mülkiyetin devrine ilişkin usul hataları, telâfisi güç zararlar doğurabilmektedir.
Yeni düzenleme ile artırma süresine getirilen sınırlamalar, uygulamada eşitlik ve denge prensiplerinin hayata geçirilmesine katkı sağlayacaktır. Müzayedeye katılımın daha sağlıklı yapılabilmesi ve tekliflerin gerçekçi olması, kamu alacaklarının daha etkin tahsilini sağlayacaktır.
İcra sistemine olan güvenin tesisi, doğrudan bu tür düzenlemelerin ne kadar uygulanabilir olduğu ile ilgilidir. Bu yönüyle bakıldığında, mevzuat değişikliklerinin teknik değil; yapısal bir reform sürecinin parçası olduğu söylenebilir.
Netice itibarıyla, yapılan yönetmelik değişikliği, cebrî icra sürecinin dijitalleşmesini teşvik ederken, aynı zamanda hukuk devleti ilkesinin altını çizen yapısal garantiler içermektedir. Ancak bu süreçte, uygulayıcıların bilgilendirilmesi ve teknik eğitimlerin artırılması da kaçınılmazdır.
Sonuç olarak, icra süreçlerinin teknik karmaşıklığı ve hak kaybı riski göz önünde bulundurulduğunda, ilgili kişilerin hukukî danışmanlıktan istifade etmeleri büyük önem arz etmektedir. Bilhassa cezaî sonuçlar doğurabilecek ihale süreci hataları, telâkki edildiği gibi yalnızca mal kaybına değil, sorumluluk doğurucu neticelere de yol açabileceğinden, uzman desteği almak akılcı bir tercih olacaktır.
İlgili Yönetmelik metni:
https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2025/04/20250424-1.htm