Trans Bireylere Karşı İşlenen Ayrımcılık ve Nefret Suçları

Trans bireyler, cinsiyet değişikliği süreci ve sonrasında ayrımcılığa uğrayabilir; TCK m.122 kapsamında nefret suçu ve tazminat davası yollarıyla haklarını arayabilirler.

Trans bireylerin cinsiyet değişikliği sürecinin hukuki boyutu, cinsiyet değişikliğine izin davası akabinde Türk Medeni Kanunu 40. madde hükmünün uygulanması temelinde Mahkemeden alınan izin ile gerçekleşen cinsiyet değiştirme ameliyatı akabinde açılacak olan nüfusta cinsiyet ve isim değiştirme davaları hitamında, trans bireyin nüfus bilgilerinde cinsiyet ve isim hanelerinin değişmesiyle tamamlanan bir süreçtir.

Ancak trans bireyler bu dava süreci sürerken ayrımcılığa maruz kalabilecekleri gibi, kimlik değişimi akabinde de çeşitli ayrımcılık yaptırımlarına maruz kalmaktadırlar. Dava süreçlerini genellikle hormon tedavisi de izlediğinden cinsiyet formlarında yaşanan dönüşüm ile kimlik bilgilerinde farklılık doğmaktadır. Bu durum, trans bireylerin bir güvenlik çevirmesinde polis tarafından yapılan kimlik kontrolünden, resmi dairelerde yapacakları her işlemde gündelik hayatın idamesini zorlaştırmaktadır.

Trans bireylerin cinsiyet değişiklik süreci tamamlandığında, kendini ait hissettiği cinsiyete kavuşmaktadırlar. Ancak bundan sonra dahi çeşitli ayrımcılıklara maruz kalmaktadırlar.

Toplumda yapılan ayrımcılıklar en fazla istihdam, barınma, sağlık hizmeti alma, çeşitli mallara ve hizmetlere erişme noktasında kendini göstermektedir.

Keza birçok trans birey nefret suçlarının da mağduru olabilmektedir.

Bu noktada, ayrımcılığa ve nefret suçlarına maruz kalan trans bireylerin başvurabilecekleri en etkili yol, Türk Ceza Kanunu’nun 122. maddesinde tanımlanan “Nefret ve Ayrımcılık” başlıklı suç nedeniyle yapılabilecek suç duyurusu ve akabinde açılabilecek tazminat davası yollarıdır.TCK m. 122/1 hükmü, nefret ve ayrımcılığın “dil, ırk, milliyet, renk, cinsiyet, engellilik, siyasi düşünce, felsefi inanç, din veya mezhep farklılığından kaynaklanan nefret” şeklinde tezahür edebileceğini belirtmiştir.

Burada cinsiyet olgusuna yer verilmiş olması, cinsel ayrımcılığın da mahkum edileceğini göstermektedir.

Nefret ve ayrımcılık suçu, bir kişiye kamuya arz edilmiş olan bir taşınır veya taşınmaz malın satılmasını, devrini veya kiraya verilmesini (TCK m. 122/1/a), bir kişinin kamuya arz edilmiş belli bir hizmetten yararlanmasını (TCK m. 122/1/b), bir kişinin işe alınmasının (TCK m. 122/1/c), bir kişinin olağan bir ekonomik etkinlikte bulunmasının (TCK m. 122/1/d) engellenmesi şeklinde gerçekleşmektedir.

Bu suç için öngörülen ceza ise bir yıldan üç yıla kadar hapistir.

Keza ayrımcılığa uğrayan trans bireyin tazminat hakkı da mevcuttur.

Ayrımcılığın çok yaygın olmasına karşın az sayıda karara konu olması, ayrımcılık mağduru bireylerin hak arama yollarına başvurmayı tercih etmemesinden kaynaklanmaktadır. Ayrımcılıkla ve nefret suçlarıyla en etkin mücadele, ayrımcılık ve nefret suçu işleyen bireylere karşı hukuk mücadelesi sürdürmek ile mümkündür. Bu sürecin alanında uzman bir avukat eşliğinde takip edilmesi, konunun üst mahkemelere ve gerekirse Anayasa Mahkemesi’ne ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne kadar götürülmesini sağlayacak ve bu suretle de usuli nedenlerle hak kaybı yaşanmasının önüne geçilebilecektir.